Fakat Belinay’ın kökeni Türkçedir. Burdan anlaşıldığı gibi bu ismin Kuran’da geçmesi imkansız.Belinay aynı Selenay,Sevilay ve Doğanay gibi birleşik bir isim. Sevilay ismini örnek olarak alıyorum. Sevilay ‘sevilen ay, ay gibi sevil’ anlamına gelir. Belinay ise belinmek+ay kelimelerinden birleştirilmiştir. İbrahim Hakların babası anlamına gelir. Bu isim oğlu İsmail’i Allah yolunda kurban etmekle imtihan olunmuş, Kur’an-ı Kerim’de 69 yerde adı geçen büyük Peygamberlerden birinin adıdır. İdris İlim ve fende ileri seviyede olan demektir. Bu isim Kur’an-ı Kerim’de iki yerde geçen ve Hz. Daha önce yapılan açıklamalara göre garip bir isim olan Ivy’nin anlamı, Romen rakamları olan, 4 anlamına gelen “IV” den geliyor. Bu tarih Beyonce ve eşi Jay – Z için pek çok anlam ifade ediyor. Bunlardan ilki çiftin doğum günleri doğdukları ayların 4’ünde. Çift 5 Nisan’da evlendi. Beyonce’nin son albümünün Sevgili sevimli anlamlarına gelen bu isim aynı zamanda Laura Gallacher’ın kedisinin ismidir. Macak Slav kökenli bir isim olan Macak erkek kedi anlamına gelmektedir aynı zamanda ünlü fizikçi Nikola Tesla’nın kedisinin ismidir. Bade: Aşk, kutsal sevgi. Bahar: Yazla kış arasında olan mevsim. Güzellik, gençlik çağı. Bediz: Resim, tasvir, süs. Begüm: Hanım, kadın hükümdar. İlaydaismi 'Su perisi' anlamına gelen Türkçe kökenli bir kız ismidir. Osmanlıca yazılışı ىلايدا şeklindedir. ARfG. Düzenli yazarımız Eren Şahin yazdı. “Arka plandaydılar, yuvayı kurdular, krallık idare ettiler, ceza aldılar, aldatıldılar, hakarete uğradılar, savaştılar ama yılmadılar. Birer karyatid gibi taşıdılar tarihi tüm azametiyle ve geleceğe yön verdiler. Verdikleri ilaç zehre, dokudukları kumaş kefene, ışıltılı gözleri taş eden bakışlara dönüşene kadar durmadılar…” SAVAŞI KAZANDIRAN AT İnanışa göre Zeus’un oğlu Dardanos, günümüz Çanakkale ve Balıkesir civarında kendi adında bir şehir kurar. O yüzdendir ki İngilizcede “Dardenelles” Çanakkale Boğazı için kullanılır. Ayrıca Dardanos Elektra’nın oğludur. Elektra ise Truvalı Helen’in yeğenidir. Elektra “parlayan dişi” demektir ve Miken kralı Agamemnon ile karısı Cyltemnestra’nın kızıdır. Clytemnestra Helen’in kardeşidir. Dardanos’un torunu Tros, kral soyundan gelen bu antik kişilik, on dokuz medeniyetin üst üste kurulu olduğu Truva/ Troya kentini kurar. Homeros Truva’dan bereketli topraklar diye bahseder. Uğruna savaşlar yapılan kent gözde bir kenttir ve savaş esnasında kentin kralı Priamos, Tros’un torunun oğludur ve başkahraman Paris’in babasıdır. Kral Priamos Truva şehrinin son kralıdır ve savaş yıllarında oldukça yaşlıdır. Kassandra, Polyksena, Hektor, Paris Aleksandros, Troilos bilinen çocuklarındandır. Priamos’un karısı Hekabe Paris’i doğurduğunda tanrı Hermes kurt kılığında gelip Paris’i kaçırmıştır. Şehrin dışında bir adam onu bulmuş ve büyütmüştür. Kehaneti biliyor olacak ki Hermes günü geldiğinde Paris’e görünür ve elçilik yaparak Zeus’un isteğini kendisine bildirir. Bu istek, üç tanrıça arasından en güzelini seçmesidir. Bu hikâye farklı kaynaklarda farklı anlatılır. Kimine göre bir düğünde cadının biri ortaya bir elma atar ve en güzele der. Elmayı kapmaya yanaşan üç tanrıça vardır. Bunlar Athena, Zeus’un zekâ ve strateji tanrıçası kızı; Hera, Zeus’un karısı ve Aphrodite, herkesin bildiği gibi güzellik ve aşk tanrıçasıdır. Üç tanrıça da en güzel olduğunu iddia eder ve Zeus’tan karar vermesini ister. Zeus bu kararı vermeyecek kadar zekidir ve Paris’in karar vermesini ister. Paris’e giden tanrıçalar tek tek vaatte bulunurlar. Paris Hera’yı seçerse sonsuz güç ve zenginlik bahşedecek, karşı konulmaz bir savaşçı olacaktır. Athena’yı seçerse sonsuz zekâ ve bilgi sahibi olacaktır. Sonuncu olarak Aphrodite vaatte bulunur; bu vaat ise güzelliği ile dillere destan Menelaos’un karısı Helen’dir. Paris Aphrodite’i seçer. Özellikle Aphrodite Truva Savaşı’nda Yunanlıların karşısında yer almıştır ve Paris’i destekler. Böylece Paris çoktandır şehirde de dolaşan kehaneti öğrenir ve layık olduğu konuma gelerek Truva prensleri arasındaki yerini alır. Judgement of Paris, Sandro Botticelli 1483 Hektor, Truva’nın diğer prensi, Paris ile iyi anlaşır ve Paris’i eğitir. Miken kralı Agamemnon’un kardeşi Menelaos, Helen ile evlidir ve Sparta kralıdır. Bu kardeşlerin soyu da Zeus’a dayanır. O dönemlerde inanış kralların Zeus soyundan geldiğidir. Teknik olarak bütün krallar uzaktan da olsa akrabadır ve babadan oğula geçen bir sistem ile kandan gelen soyluluk devam eder. Ayrıca tanrısallık da kanla geçen bir özelliktir ve azalabilir. Örneğin bir tanrı ile bir tanrıçanın çocuğu da tanrı veya ölümsüz bir varlık olur. Fakat bir tanrı ile bir ölümlünün çocuğu yarı-tanrı veya üstün meziyetlere sahip bir kahraman olur. Daha sonra bu yarı-tanrılar tekrar ölümlülerle evlenerek tanrısal kandan gelen özellikleri azaltırlar. Gel zaman git zaman yeni prens Paris; diğer krallar, prensler ve krallıkları tanımak, dostane ilişkiler kurmak ve diplomasiyi geliştirmek için gezmeye başlar. Sonunda Menelaos’un krallığına yani Sparta’ya gelir. Misafir olarak kalırken Helen ile tanışır ve Helen ile aşk yaşarlar. Kaçmaktan başka şans olmadığını bildikleri için Helen ile Truva’ya kaçarlar. Helen’in Kaçırılışı Helen o zamanlar “Spartalı Helen” olarak bilinir. Helen geldiğinde büyük tepki çeker ve savaşın an meselesi olduğunu herkes bildiğinden Helen’in gitmesi için baskı yaparlar. Halk ve krallık üyeleri Helen’i ilk başta istemez. Helen kaldıkça savaş yaklaşır ve Menelaos Truva’ya gelir. Savaşmadan Helen’i alıp gitmek ister. Fakat bu sevecen yaklaşım karşılık bulamaz ve eli boş geri döner. Bunun üzerine Menelaos sinirlenir ve ağabeyine haber yollar. Agamemnon ve Menelaos Truva üzerine savaşa çıkmak için hazırlığa başlarlar. Yunan tarafında bulunan yarı-tanrılara, kahramanlara haber gönderilir. Bunların arasında Peleus ve yaşlı su tanrıçası Thetis’in oğlu Akhileus Aşil de vardır. Soyu baba tarafından hırsızların kurnaz tanrısı Hermes’e dayanan, Laertes’in ve Antikleia’nın oğlu Odysseus, İthaka kralıdır ve Menelaos’un adamları bizzat krallığa giderek Odysseus’u çağırmak isterler. Odysseus’un Penelope’den oğlu olmuştur ve oğlu daha bebektir. Savaşa gitmek istemediğinden deli numarası yapar ve çok soğuk bir vakitte çıplak bir vaziyette tarlaya çalışmaya gider. Büyükbaş hayvanları otlatırken adamlar gelir ve Odysseus’u savaşa gitmesi için ikna etmeye çalışırlar. Penelope kocasının aklını kaçırdığını söyler fakat adamlar buna inanmaz. Öküzlerin önüne bebeği koyarlar. Odysseus eğer delirdiyse kendi bebeğini ölüme terk etmesi gerekir; fakat olaylar bu şekilde gelişmez, Odysseus bebeğini kurtarır ve delirmediği anlaşılır. Mecburen savaşa katılmak için hazırlıklara başlar, arkasında bırakacaklarına yıllarca olacakları bilmeden. Odysseus gerçekten çok zeki ve kurnaz bir adamdır. Athena onun koruyucu tanrıçasıdır ve onu sever. Odysseus gibi savaşa katılmak istemeyen bir kahraman daha vardır Akhileus. Menelaos Akhileus’un bulunması için emir verir ve Odysseus Akhileus’u bulup onu savaşa girmesi için ikna eder. İkna kabiliyeti yüksek olduğu kesindir Odysseus’un. Karşısındaki kişiyi ortak bir düşmanları varmış da birlikte hareket ediyorlarmış hissini vererek kandırır. Odysseus’un en önemli görevi Akhileus’u bulup savaşa ikna etmesidir. Zira bu gerçekleşmezse savaş kazanılamayacaktır. Fakat bunun için de deniz yolculuğu ile Akhileus’un saklanma ihtimali olan adaları, koyları gezmesi gerekir. Rüzgâr Odysseus ve adamları aleyhinde yön değiştirir. Tanrıçaya dua ederler ve Artemis rüzgarların karşısında bir kurban ister. Bu kurban Agamemnon’un kızı İphigenia olacaktır. Daha evlenmemiş kızını tanrıçaya kurban eden Agamemnon bu duruma çok üzülür. Bazı kaynaklarda Agamemnon’un savaşa giderken Artemis’in kutsal geyiklerinden birini öldürdüğünü söylenir. Bundan dolayı tanrıça çok sinirlenmiştir. Öyle ya da böyle tanrıçanın isteği yerine getirilir. Rüzgâr Yunanlıların lehine yön değiştirir ve Akhileus bulunur. Akhileus’u ikna eden şeylerden biri de güya Akhileus’un İphigenia ile evlendirilecek olmasıdır; fakat daha sonra Akhileus kızın kurban edildiğini öğrenir. Devamında savaş başlar ve zorlu bir süreç geçer. Savaş on yıl sürer. İki taraf da birçok asker ve kaynak kaybetmiştir. Şehrin altından birçok dehliz kazılır. Bu esnada Helen hala Truva şehrinde sarayda saklanmaktadır. Halk Helen’ e karşı çok tepkilidir, onu istemezler ve kendi prensesleri olarak benimsemezler. Zira onun yüzünden kentleri yağmalanmış ve yıkılmıştır. Ne var ki Helen kendi yiyeceğini, kendi hakkını halk ile paylaşıp herkesin gönlünü kazanmıştır. Bundan böyle “Truvalı Helen” olarak bilinecektir. Sacrifice of Iphigenia, Jan Steen 1671 Savaşın bitimine doğru Akhileus gizlice saraya gelir ve Helen ile konuşup onu geri gelmesi için ikna etmeye çalışır. Aynı zamanda Helen’in ağzını yoklar ve Truvalıların Kilikya krallığından yardım aldıklarını öğrenir. Kilikya kralının kızı kral Priamos’un gelinidir ve krallıklar arasındaki bağ güçlüdür. Bunu öğrenen Yunanlılar bu yardıma engel olurlar ve Kilikya’yı da yağmalarlar. Kilikya kralı öldürülür. Akabinde zeki Odysseus’un aklına bir fikir gelir. Tahtadan çok büyük bir at yapılır ve içine askerler saklanır. Atı tanrılardan bir hediye sanıp şehir surlarından içeri alan zavallı Truvalılar ne ile karşılaşacaklarını bilmemektedirler. Ortalık durulup herkes evine çekildiği sırada yağma başlar ve şehir yerle bir edilir. Savaşı on yılın ardından Yunan tarafı kazanmıştır. Kral Priamos karşı koyamayacak kadar yaşlıdır ve ailesi de büyük darbe alır. Priamos’un en güzel kızı Kassandra’yı Agamamnon esir alır. Kassandra özel bir karakterdir ve tanrısal bir yetisi vardır. Bir gün Apollon Kassandra’yı görür ve çok beğenir. Kassandra’yı ister ve birlikte olurlarsa ona kehanet gücü, geleceği görme yetisi bahşedecektir. Kassandra bunu kabul eder. Evvelden gücü alan Kassandra bir rahibe olmaya niyetlendiğinden Apollon ile birlikte olmak istemez ve Apollon bu duruma çok sinirlenip kızı lanetler. Geleceği görecektir fakat kimseyi inandıramayacaktır. Ayrıca rahibe olamayacak, bir kadın olarak aşağılanacaktır. Agamemnon savaş esiri olarak Kassandra’yı eve götürür. Evlat acısıyla dövünen Clytemnestra kıskançlıktan Kassandra’yı öldürür. Clytemnestra bununla kalmaz ve yeni sevgilisi ile birlikte Agamemnon’u da öldürür. Helen evine döner. Savaş biter ve Odysseus ile adamları eve dönmek için yola koyulur. İşte bu noktada kadınların hikayesi başlar ve kurnaz Odysseus bu hikayelerin başkahramanıdır. Savaş on yıl sürmesine rağmen Odysseus eve yirmi yıl sonra dönecektir. Nóstos Yunancada geri dönüş, kahramanın yolculuğundan sonraki deniz yolculuğu ile eve dönüşü manasına gelir. hikayesi ile geri geldiğinde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. The Procession of the Trojan Horse into Troy 2. KISIM VEFALI PENELOPE Penelope, Odysseus’un karısıdır ve savaş başladığında oğlu Telemakhos daha bir bebektir. İleridede de zor günler atlatacağından habersiz zorlu bir çocukluk geçirir Penelope. Penelope bir naiaddır. Naiad, deniz perisi anlamına gelir Yunan mitolojisinde. Penelope’nin babası İkarios ve Helen’in babası Tyndareos kardeştir. İkarios Sparta krallarından biridir. Annesi naiad olan Penelope de annesi gibi hep suya ilgi duymuş, gözünden düşen yaş eksik olmamıştır. Binlerce naiad kızın arasında bulmuştur kendini. Daha sonradan çok farklı sebeplerle karşılaşacağı Kirke de kendi gibi bir naiaddır ve naiadlar yarı-tanrıdır. Ölümsüzlük içeceği nektardan ve tanrıların meyvesi Ambroisa’dan yerler ve güçlenirler. Daha Penelope doğar doğmaz babasının kulağına bir kehanet gelir “Doğacak evlat babasının kefenini sonsuz sabırla dokuyacak, Yıllar geçtikçe sabır tükenecek ve kefen tamamlanmayacak, Naiadların kaderi sudur, hepsi denizlerde son bulacak, Dişi bir ördek gelip bu zavallıyı boğulmaktan kurtaracak.” Bunun üzerine İkarios Penelope’yi daha yaşı çok küçükken nehre atarak boğmaya çalışır. Ördek gelip Penelope’yi kurtarır ve Penelope yaşamaya devam eder. Başına gelenler yalnızca bununla sınırlı kalmaz. Tıpkı diğer naiadlar gibi Penelope de sayısal çokluktan olsa gerek, annesi tarafından bile itilip kakılır. Gençliği ağlamakla geçer. O dönemde soylu kızlar evlenirken eski usuller takip edilir ve sarayda bir yarışma düzenlenir. Bu yarışmada kazanan, güçlü olan Penelope ile evlenip kral olacaktır. Bu evlilik erkeğe büyük kazanç sağlatacaktır. Altın kaptan gümüş eşyalara kadar, onlarca mal, mülk ve saray tahsis edilir. Penelope daha on beş yaşındayken, saray hizmetçilerinin bile neden bahsettiklerini anlamazken evlendirilir. Penelope, kuzeni Helen kadar güzel değildir. Öne çıkan özelliği zekasıdır. O yüzden kendisi yarışmayla evlenirken Helen’in kral Menelaos ile evlenmesini kıskanmıştır. Helen’i bütün erkekler arzular fakat Penelope’yi kimse istemez. Dışarı vurmasa da veya kabul etmese de Penelope içten içe Helen’i çok kıskanır ve kin güder. Öyle veya böyle hileyle yarışmayı Odysseus kazanır. Hileye yardım eden bizzat Tyndareos’tur. Yani Penelope’nin kral amcasıdır. Aynı şehrin kralı oldukları gerekçesiyle birer yıl arayla tahta geçen İkarios ve Tyndareos bu durumdan hoşnut değildir. Penelope ve evleneceği adam İkarios tarafını tutacağından bu güçlenmeyi engellemek için kendi tarafında olduğunu ve evlendikten sonra Sparta’yı terk edeceğini bildiği Odysseus ile anlaşma yapar ve diğer yarışmacıları büyüleyerek Odysseus’un kazanmasını sağlar. Böylece Penelope evlendirilir ve bir süre Sparta’da İkarios’un sarayında kalırlar ve ilk anlarını burada yaşarlar. Daha sonra Odysseus kralı olduğu İthaka’ya çeyizi de alarak gider ve Penelope de kraliçe olarak yanındadır. Penelope yanına birkaç kızı da almıştır. Bu kızlar Penelope’ye hizmet edecek ve ona yarenlik edecektir. Penelope yeni bir şehre taşınmanın zorluklarını çeker. Nasıl giyineceğini, nasıl yürüyeceğini bile bilmez bu şehirde. Farklı diyarlar farklı gelenekler demektir. Kayınbabası Laertes ve kayınvalidesi Anticleia ile birlikte ve bir de Odysseus’un süt annesi Eurycleia ile aynı konutta ikamet etmişlerdir. Kayınvalidesi Penelope’den çok genç olduğu bahanesiyle hoşlanmaz. Ayrıca süt anne Eurycleia da Penelope’nin başına işler açmıştır. Bu iki kadın Odysseus ve halk üzerinde büyük nüfuz sahibidir. Süt anne de aileden biri sayılmış, halk tarafından saygı görmüştür. Penelope bu kadından çok şey öğrenir, gelenekleri onun sayesinde öğrenmiş çocuk bakımı gibi yetileri de onun sayesinde kazanmıştır. Angelica Kauffman, Penelope Awakened by Eurycleia Penelope ve Odysseus’un bir erkek çocukları olur ve adını Telemakhos koyarlar. Odysseus çok zeki olduğundan günlük yaşamında da uyguladığı stratejiler ile kimse tarafından kandırılamaz ve dolandırılamazdır. Karısına ne kadar güvense de şehirdeki diğer erkeklere güvenmez. Karısının kendisi evde yokken diğer erkeklerle beraber olmaması için bir fikir gelir aklına ve bunun sayesinde kendisine ihanet edilmediğini anlayabilecektir. Yataklarının bir ayağı halen yerden büyümekte olan zeytin ağacının gövdesidir ve bunu bilen sadece Penelope ve kendisidir. Eğer başka biri bunu bilecek olursa bu onun yatak odalarına girdiği anlamına gelecektir.; fakat kimse bundan haberdar olmamıştır. Asla da olmayacaktır zira Penelope bağlılığın ve sadakatin simgesidir. Odysseus’u bir gün çağırırlar ve savaşa gider. Penelope ilk başta çok üzülür fakat kocasına güveni tamdır. Çok zeki ve güçlü olduğundan savaşta ölmeden geri geleceğine inanır. Yıllar geçer, bir haber gelmez. Odysseus dönmez ve annesi üzüntüden ölür. Babası da çok yaşlanmıştır ve ölüm an meselesidir. Bu esnada şehirdeki erkekler harekete geçer ve Penelope ile evlenmek isterler. Odysseus’un öldüğünü, geri gelmeyeceğini söylerler ve bu bahaneyle kral olmak için can atmaktadırlar. Penelope hiç yüz vermez, yine de elinde onları savuşturma gücü yoktur. Bu adamları bekletir, bekletir; adamların artık sabrı taşar ve yüzlercesi sarayı işgal eder. Hayvanları pişirip yerler, bütün kaynakları kullanırlar. Penelope savaş yıllarında onca kar etmiş, tarlaları nasıl ekilip biçilirse daha fazla hasat edeceğini düşünmüş; Odysseus döndüğünde karısıyla gurur duyması için çabalamıştır. Penelope’nin kapısında yüzlerce erkek bekleyip dururken sabırlar iyice tükenmiştir. Penelope mecburen bir açıklama yapmak zorundadır. Adamlara kayınbabasının kefenini dokuyacağını söyler ve mühlet ister. Penelope doğduğunda babasının duyduğu kehanet gerçekleşmiştir; fakat kehanette bahsedilen kişi öz babası değil, kayınpederidir. Az da olsa bu onları bir müddet geri püskürtür. Penelope gündüzleri herkesin gözü önünde bu kefeni dokur. Geceleri de gündüz ördüğünü geri söker. Yıllar geçer kefen hiç uzamaz. Derken bir gün Telemakhos ortadan kaybolur. Geri dönene kadar Penelope’nin içi içini yer. Telemakhos deniz aşırı diyarlara tek başına giderek bilgi toplamaya, babasına ulaşmaya gitmiştir ve nihayetinde geri döner., John William Waterhouse,Penelope weaving, with her suitors at the window Neredeyse yirmi yıl geçmiştir Odysseus’un gitmesinin üzerinden; artık ikisi de yaşlanmıştır. Yüzü neredeyse tanınmayacak hale gelmiş olsa da bu değişiklik bir karı-kocanın birbirini tanıyamayacağı kadar da değildir. Odysseus kendini belli etmez ve Penelope de onu görmediğini, onun olduğunu anlamadığını düşündürür. Bir gün dilenci kılığında eve gelen Odysseus’un ayağını yıkaması için Eurycleia’ya sıcak su ve kap getiren Penelope’nin zekice bir fikri vardır. Ayağındaki izden anlayacak ve böylece herkese Odysseus’un geldiğini gösterebilecektir. İzi gören süt anne çığlığı basar ve adam kendini belli etmemek için kadını susturur. Günler geçer en sonunda talipler arasında bir yarış düzenlenir. Penelope bu yarışı kazananı kendine eş olarak seçeceğine söz verir. İroniktir ki Penelope hayatında hep yarışmalarla eş belirlemek zorunda kalmış, kaderi bu olmuştur. Bunca yıl neler yaşadığını bilmeden kocasına güvenmiş ve sadece onun kazanabileceği bir yarışma düzenlemiştir. On iki baltanın arasından o meşhur oku geçirebilen her kim olursa olsun krallığı ve Penelope’yi elde edecektir. Tabii ki bunu yalnızca Odysseus yapabilir ve sonunda diğer talipleri Telemakhos ile birlikte öldürürler. Penelope ve Odysseus bir süre beraber yaşarlar. Eski günleri yad ederler. Ta ki gayrimeşru oğlu Telegonos gelene kadar. Bilmeden, babasını bir vatozun bıçaklardan daha keskin zehirli koluyla öldürür. İki oğul ve Penelope, Kirke’nin adasına giderler başlarına ne geleceğini umursamadan. Üzüntü içinde, ne istediklerini, aradıklarını bilmeden giderler. İntikam almayı düşünmeden, kin gütmeden… Yalnızca sakinliği ve üzüntüyü alarak giderler büyücü cadının adasına. Johann Heinrich Wilhelm Tischbein, Odysseus ve Penelope 3. KISIM AİAE CADISI KİRKE Titan soyundan gelen, güneşin kendisi olarak da ifade edilen; çoğu zaman altın sarısı saçlarıyla, genç ve yakışıklı oluşuyla betimlenen tanrı Helios ile bir naiad olan Perseis’in kızıdır. Bazı kaynaklarda annesinin Hekate olduğu söylenir. Hekate ise gece ve ay ile ilişkilendirilen büyücü tanrıçadır. Bir tanrı ve yarı tanrının çocuğu olduğundan Penelope’den daha güçlüdür ve ölümsüzdür. Tanrıça olarak kabul edilir ve özel güçleri vardır. Pasiphae, Perses ve Aietes adında kardeşleri vardır. Bu kardeşleri büyücüdürler ve iksirler hazırlarlar. Kısacası birer cadı, şifacı, büyücüdürler. Perses ve Aietes Kolhis kralıdırlar. Kolhis krallığı, Karadeniz kıyılarında bir kolonidir ve Yunan kültürünün hakimiyeti altındadır. Bu kardeşlerin isimleri antik Yunan dilinde kuşların isimleridir. Şahin, kartal, doğan gibi anlamları vardır. Helios’un çocuklarının isimlerinin de kuş isimleri olması Yunan yakıştırmasıdır. Helios on His Chariot, Hans Adam Weissenkircher Kirke çocukluğunda aynı Penelope gibi annesi tarafından hor görülmüş, diğer kuzenleri ve kardeşleri tarafından da hep aşağılanmıştır. Naiadların kaderinde bunun olduğunu ikisi de itiraf ederler. Aynı Penelope gibi babasının sarayında vakit geçirmiş ve zamanı geldiğinde yuvadan uçup gitmiştir. Fakat Kirke’yi Penelope’den ayıran özelliğin tanrısallık olduğu yadsınamaz. Kirke babasının Helios olması nedeniyle diğer tanrılarla daha çok görüşmüş, bizzat kendi halaları ve büyük halalarıyla, amcalarıyla, Olimposlularla görüşmüştür. Kirke daha çocukken Prometheus’a verilen cezaya tanık olmuştur. Prometheus, Zeus tarafından cezalandırılmış, sonsuz işkenceye terk edilmiştir. Kirke ona yardım etmiş, merhametini bize göstermiştir. Prometheus insanlara ateşi bahşetmiştir. Bu yüzden Zeus’un gazabına uğramış, otuz bin yıl cezaya mahkûm edilmiştir. Kafkas dağlarında ilahi zincirlerle bağlı bir şekilde duracak ve her gece bir kartal Prometheus’un karaciğerini yiyip bitirecektir. Kuzeni Helios daha akıllı davranır ve Zeus’a karşı gelmemeye çalışır. Böylece bir zarar gelmeden fakat eski itibarı olmadan tanrılığını korur. Kirke, Georger Romney O zamanlarda kötü olduğuna inanılan ve kullanması yasaklanan -çünkü tanrılara bile tesir ediyordu ve Zeus bu yüzden yasakladı- “farmakon” adında bitkiler vardır. Farmakon özünü içen kişi aslında olması gerektiğine döner, tanrıysa tanrı olur, güçsüzse gücü kesilir. Kirke büyüme çağında ağabeyinin ve ablasının büyü yetenekleri olduğunu görmüştür. Kendi de büyü yapmayı dener fakat başarılı olamaz. Zira doğuştan büyücü de olsanız çalışma ve tecrübe her şey demektir. Kirke gençlik aşkının tanrı olmasını istiyordu ve bir gün farmakon özünü bu denizciye içirir. Denizci alt vücudu balık olan mavi tenli bir tanrıya dönüşür. Gücü olduğuna inanmaya başlayan Kirke gücünü bir de nefret ettiği naiadlar üzerinde dener. “İlk büyümü aşkımla yapmıştım.” diye bahseder Kirke. Bütün ozanlar onun erkekleri acımasızca yatağa attığını, daha sonra koyunlara çevirmek suretiyle öldürdüğünü söyler durur. Oysa Kirke yalnızca hayatta kalmaya çalışıyordur, yani bir tanrıça nasıl yapabilirse o şekilde. Skylla adında bir naiad kıza tuzak kurup bu özden içirir. Skylla şimdiki haline, sayısız denizciyi midesine indiren İtalya ve Sicilya arasındaki boğazda bulunan korkunç, çok başlı, ejder benzeri bir yaratığa dönüşür. Bunu öğrenen Zeus, Kirke’yi cezalandırır ve Kirke sonsuza dek ıssız bir adaya hapsedilir. Burada büyüler öğrenir, kendini geliştirir. Babasının ona tahsis ettiği altın kaplamalı sarayında kalır ve sanki Olimposlulara bir göndermeymiş gibi hapiste bile olsa en iyi yiyecekleri yediğini en iyi şartlarda kaldığını her fırsatta gösterir. En iyi şarapları içer, en kaliteli zeytinleri yer. Böylece Helios, Zeus’a onun sandığı kadar güçsüz olmadığını gösterir. Günler geçer, aylar geçer, seneler geçer. Bu adada Kirke yanına gelen hizmetçileriyle günlerini geçirir. Cezası sonsuzdur ve buradan izinsiz ayrılamaz. Sık sık denizcilerin gemileri bu adaya uğrar. Skylla’ya takılan gemilerde genellikle çok az hayatta kalan vardır ve mürettebattan kalan kişi sayısı da gemiyi geri döndürmeye yetecek kadar değildir. Ne yazıktır ki bu adaya düşen denizciler de ya Kirke’nin aslanlarına yem olur ya da Kirke’ye! Bu zavallı ölümlüler tanrıçanın güzelliğine ve çekiciliğine dayanamaz ve onunla birlikte olmak isterler. Bu fani yaratıklar Kirke’ye yanaşmaya kalktığında ise kendilerini koyuna dönüşmüş olarak bulacaklardır. Adadaki ağıllar dolar taşar. Ozanlar Kirke’yi “Kötü büyücü cadı erkekleri koyuna çevirdi.” diye anlatırlar. Kirke’ye göre ise yalnızca nefsi müdafaa davasıdır. Kimin haklı olduğu tartışılır; bu subjektif bakış açısıyla anlaşılabilecek bir konudur. Tanrıçanın çekiciliğine dayanamayan ölümlü erkek tanrıçayı arzular, tanrıça ilahiliğine gelen bu hakareti kaldıramaz ve ölümlüyü cezalandırır. Bunun birçok örneği vardır ve aynı şey tanrılar için de geçerlidir. Kirke Kadehi Sunuyor, John William Waterhouse Gel zaman git zaman bu adayı Olimposlular ziyaret etmeye başlar. En çok gelen ise tanrıların habercisi Hermes’tir. Hermes, ironiktir ki huyca Odysseus’a benzer. İkna yeteneği, istediğini elde etme çabasının verdiği sonuç, kandırma yeteneği… Kurnazlığı tartışılmaz bu tanrı, istediği her yere gider ve vermesi gereken haberi ulaştırır. Kirke’ye ilk defa geldiğinde bir kurt kılığındadır ve tanrıçaya yanaşır. Aiae cadısı ile olan ilişkisini ilerletir ve birlikte olmaya başlarlar. Kirke bu ilişkide kullanılan taraf olduğunu bilecek kadar zekidir fakat bilgi almak için, bazen de kendini güvende hissetmek için ilişkisini zedeleyecek davranışlarda bulunmaz. Yıllar sonra, bazen bu bin yıldır bazen iki bin yıl, Odysseus mürettebatıyla birlikte, şaşırtıcı şekilde kalabalık, Truva Savaşı sonrası Kirke’nin adasına kadar gelir. Denizciler evlerine gitmeyi planlarken birden bu ıssız adaya gelmişlerdir. Kirke’nin evini bulurlar ve tanrıçayla tanışırlar. Kirke onları ağırlar, yemek verir. Ne var ki bunların da diğer erkeklerden farkı yoktur ve tanrıçaya göz dikmişlerdir. Aralarında biri vardır ki, kurnaz, temkinli ve her daim tetiktedir. Odysseus kendi adamlarından farklıdır. Kirke diğerlerini cezalandırır ve koyuna çevirir. Fakat bu durumdan da kendini kurtaran Odysseus yine zekasını konuşturup arkadaşlarını Kirke’nin elinden kurtarır. Kirke ikna olup adamları tekrar eski haline döndürür. Odysseus ve Kirke süreç içerisinde daha da yakınlaşmıştır ve aşk yaşamaya başlamışlardır. Odysseus’u yanına Kirke çok mutludur ve onu bırakmak istemez; fakat bu adamlar gitmek zorundadır. Savaş zaten çok uzun sürmüştür ve artık eve gitme vaktidir. Kirke elinden geleni yapar ve onların ihtiyaçlarını karşılar, yemek verir, giyecek verir. Eğer dikkatli incelerseniz Kirke ve Penelope’nin birçok ortak yönü vardır. İkisi de naiaddır. İkisi de Odysseus ile aşk yaşamıştır, birlikte olmuştur. İkisi de çocukluklarında hor görülmüş, gözleri yaştan kurumamıştır. İkisi de sabır göstermeye çok iyi örnek teşkil ederler. İkisi de dokumaya karşı zaafları vardır ve çok beceriklidirler. İki kadın da birbirlerine bu kadar benzemelerine rağmen birbirlerini anlamayacak kadar da farklıdırlar. Kirke en güçlü titanlardan birinin, Helios’un, kızıdır. Tanrılarla birlikte büyümüş hatta bir ölümlüyü tanrıya dönüştürmüştür. Özel güçleri vardır ve büyü yapmakta ustadır. İroniktir ki bu gücü onun ceza almasına neden olmuştur. Penelope ise evlendikten az sonra kocasını savaşa göndermiş, adeta kazandığı şey onun ev hapsine neden olmuştur. Yıllarca kocasını beklemiş, Kirke’nin kaderine benzer şekilde sabretmiştir. Kirke’nin sağladığı yardımlardan biri de kıyafettir. Adamlara giysi dokuyup vermiştir. Kirke’nin diğer tezgahlardan daha kaliteli bir dokuma tezgahı vardır ve bu tezgahı labirentin mimarı Daedalos’tan Daidalus/ Daedalus bizzat almıştır. Kirke’nin günümüz dünyasıyla bile köklü bağlantıları vardır. Pashiphae Kirke’nin ablasıdır ve Minos’un karısı, Girit kraliçesidir. Minos Zeus’un oğludur ve Girit kralıdır. Helios bu evliliği hem kendi kızı için hem de Zeus’la olan ilişkisi için münasip bulmuştur. Minos güçlü bir kraldır ve gücünü kanıtlamak için Poseidon’dan ona kurban etmesi için bir boğa göndermesini ister. Denizler tanrısı bu isteği kabul eder ve Minos’a bir boğa gönderir; fakat Minos boğadan çok hoşlanır ve onu kurban etmez. Bu duruma çok sinirlenen Poseidon Eros’a Minos’un karısı Pasiphae’yi bu boğaya aşık etmesini söyler. Boğaya âşık olan Pasiphae boğayla birlikte olur ve hamile kalır. Doğacak olan varlık yarı boğa yarı insandır. İsmini Minotor koymuşlardır. Bu yaratık herkese zarar vermeye kalkışır. İşte bu noktada devreye Daidalus girer. Daidalus’un saraya gelişi kral Minos’a sığınmasıyla başlar ve Minos onun mimarideki yeteneğini görünce dans ustası kızı Ariadne için bir dans salonu inşa etmesini emreder. Bu süreçte Daidalus’un saray halkından bir cariyeden çocuğu olur ve ismi de İkarus’tur. İkarus’un hikayesini herkes bilir. Babasıyla birlikte projelerde çalışmıştır fakat ne yazık ki babasını dinlememiş ve bal mumuyla yapıştırdığı kanatlarla yükselmesi gereken mesafeden daha yükseğe çıkınca bal mumu erimiş ve denize çakılıp boğulmuştur. Tüm bu olanlar ile Kirke’nin alakası da Kirke’nin Minotor’un doğumunda ablasına yardım etmesi gerekçesiyle adasından izin alınarak çağırılmasıdır. Kirke ablasının doğumunda yanında olmuş ve sihirlerle doğumu kolaylaştırmıştır. Belli bir süre sarayda kalmış, Daidalus ve Ariadne ile tanışmıştır. İşte bu esnada Daidalus ona dokuma tezgahını hediye etmiştir. Kirke’nin diğer kardeşleri de önemlidir. Bir kardeşi Pasiphae Girit kraliçesi, diğeri Aiates’tir. Aietes Kirke’nin küçük kardeşidir ve onu kendi büyütmüştür. Kolhis kralı olan Aietes günümüz Gürcistan ve Doğu Karadeniz topraklarında hüküm sürmüştür. Kirke’nin adasının nerede olduğu bilinmemekle birlikte iki farklı düşünce vardır. Bunlardan biri kardeşine yakın olup Karadeniz sahillerinde bir adada olduğudur. Bir diğeri de İtalya yakınlarında Capao Circeo bölgesinde olduğudur. Homeros’un bahsettiğine göre yeraltı dünyası Kimmer coğrafyasında bulunur. Yani kuzey Mezopotamya ve doğu Karadeniz arasında kalan bölgededir ki bu bölge Ege’ye göre doğuda kalır. Kirke’nin her iki coğrafya açısından da önemi vardır. Odysseus ve Kirke’nin çocuklarından ikisi İtalya için önem teşkil eder. Biri Latinos, daha sonra Latinlerin atası olacaktır. Diğeri de Telegonos, Tusculum şehrini kurmuştur ve iki oğul da İtalya ve Latin dünyası için önemlidir. Ayrıca Kirke’nin diğer kardeşi Aietes’ın kızı Medeia da ülkesine kızıp oğlu Medus’u alarak bir grup insanla birlikte güneydoğuya göçmüş ve burada kendi ismini verdiği Med hanedanlığını kurmuştur. The Sorceress, John William Waterhouse Kirke Odysseus’u bir yıl kadar ağırlamış ertesi sene bahar geldiğinde tekrar deniz yolculuğuna çıkarak evlerine gitmişlerdir. Aksilik bu ya, Odysseus bir başka adaya düşmüş yaklaşık sekiz sene de bu adada tutsak kalmıştır. Tanrıça Kalypso, Ogygie Adası’nda yaşamaktadır. Bahsedilene göre bir nymphadır. Yani göründüğü üzere üç kadının ortak yönleri bulunmaktadır. Kalypso, Kirke, Penelope üçü de Odysseus ile aşk yaşamış, üçü de nympha ve üçü de savaşın arka planında kalan fakat hikâyenin gerçek yüzünü duyacağımız, ozanların kendilerinden bahsederken nefret saçtıkları; cadı, tutsak edici diye bahsettikleri kadınlardır bunlar ve aslında hikâyenin temelini oluşturduklarından haberleri yoktur. Yalnız bir kadın vardır ki savaşta ön plana çıkan; Spartalı Helen. 4. KISIM SPARTALI HELEN, TRUVALI HELEN Tanrıça Calypso aslen anaerkil düzeni simgeleyen sayılı tanrıçalardan biridir. Anaerkil düzen Dorların istilasından önce Girit ve Yunan kolonilerinde yaygındı fakat Hint dolaylarından gelenler de beraberinde kendi dinlerini de getirirler. Böylece bu coğrafyada ataerkil düzen yaygınlaşır ve tanrıçaların üstünde yer alan tanrılar oluşur. Bu oluşumlar tabii ki birkaç yılda son halini almaz. Yüzlerce yıl, binlerce yıl boyunc tanrıların, tanrıçaların hakimiyet alanları ve özellikleri değişir. İlk zamanlarda, daha anaerkil düzen sürerken Minos uygarlığının ana tanrıçası vardır. İki başlı baltası Labrys ile birlikte tasvir edilen güçlü bir tanrıçadır. Yılan figürü de bolca kullanılır ve ataerkil düzen gelmeden önce “güneş” dişi mabut ile bağdaştırılır. Minos uygarlığında kullanılan diğer semboller de daha çok boğa boynuzlarıdır ve kitonik dünyayı ifade ederler. Anaerkil düzen Dorların istilasından evvel Anadolu’da da yayılmaya başlamıştır. Doğurganlığı ön plana çıkarılmış bir şekilde tasvir edilen Kibele, bereket tanrıçasıdır. Kibele’nin önemli ölçüde karşıladığı tanrıça Yunan mitolojisinde Artemis’tir. Hayvanların, avcılığın bakire tanrıçasıdır ve Apollon’un ikiz kız kardeşidir. Üç Titan kardeş Helios güneş, Selene ay ve Eos şafak’tan sonra onların yerini alarak Apollon güneş ile Artemis ile ay ile eşleştirilmiştir. Burada görmekteyiz ki sonraki dönemlerde dişi mabut ay ile erkek tanrı ise güneş ile ilişkilendirilmiş. Calypso da izini kaybettiren anaerkil düzenin bir tanrıçasıdır, aynı zamanda Kirke de o şekildedir. Anaerkil özellikler genellikle aslan figürüyle tasvir edilir ve bunu Kirke’nin hikayesinde görüyoruz. Savaşlar ataerkil düzenin bir parçası olarak gelmiştir. Sonuçta ilk cinayet bir kadını öldürerek işlendi ve ironik bir şekilde insanları besleyen toprağı beslemek için kan döküldü. Toprak, tarım bulunduktan sonra kutsallaşmaya başlar ve ekim-biçim yaygınlaşır. İlk aşamada toprağı ekenler kadınlardır, daha sonraki safhalarda erkeğin çiftleşmekteki rolünün aslında toprağı ekmekten farkının olmadığı düşünülür ve tarım erkek egemenliğine geçilir. İşte bu şekilde aşamalı olarak ataerkil düzene geçilir ve dişi mabutlar değer kaybeder. Tıpkı Hint dinlerinde görülenler gibi tanrılar oluşmaya başlar ve yeni, sentez inançlar oluşur. Kadın ise ön planda olmayı bıraksa bile arka planda asıl işini yapmayı sürdürür ve özelliklerini hiç kaybetmez. Hala ön plana çıkan kadınlar bulunmaktadır ve çok fazla insan onları tanır. Kaderleri onların ellerindedir. Bunlardan biri de daha sonra Truvalı olacak Helen’dir. Zeus ve Leda Helen’in birden çok hikayesi vardır. Mitolojideki birçok karakter gibi öne çıkanlar ekseriyetle Olimposlu tanrılarla ilişkilendirilir. Söylenene göre Sparta kraliçesi Leda da tıpkı kızı gibi çok güzeldir. Zeus Leda’yı görür ve çok beğenir. Yunan mitolojisi Zeus’un kılık değiştirip birçok kez ölümlü kadınlarla birlikte olduğu hikayeleriyle doludur. Bu sefer de Leda’ya beyaz bir kuğu kılığında gelmiş, bu kızın doğumu kaçınılmaz olmuştur. Artık Helen o zamanın en güzel kadınıdır ve bütün erkekler onunla evlenmek ister. Bu evlilik yalnızca Helen’i kazandırmayacak aynı zamanda krallığı da kazandıracaktır. Kral Tyndareos, babası, onu Menelaos ile evlendirir. Bu evlilikten yalnızca bir kız çocuğu doğar Hermione. Savaşa kadar birlikte kalırlar. Helen Paris ile kaçtığında da Menelaos büyük bir ordu toplayıp bu orduya Aşil, Odysseus gibi kahramanları da dahil edip Truva üzerine yürümüştür. Ağabeyi Agamemnon da ona destek vermiştir. Daha sonrasında Agamemnon kızı İphigenia’yı kurban ettikten sonra bu savaştan kazançlı çıkmak dışında bir seçeneklerinin olmadığına inanmış ve var gücüyle çalışmışlardır. Helen of Troy, Evelyn De Morgan Bahsedilen dişi figürlerin ortak noktaları mevcut olsa da birbirlerinden oldukça bağımsız ve farklı özellikleri vardır. Öne çıkan özellikleri de farklıdır. Kirke dişiliği ve yalnızlığıyla karşımıza çıkarken Helen hiç yalnız kalmamıştır. Penelope de Kirke gibi ömrü beklemekle geçen diğer karakterdir. Bahsedilmeyen ve fazla üzerinde durulmayan dişi mabut Calypso’dur. Adının hakkını veren yüce tanrıça bilinmezlikleri sonsuz gizem tanrıçasıdır ve hakkında bilinen gerçek manada çok az şey vardır. Truva Savaşı ile fazla ilgisi yoktur ve aslında Kirke’nin çok benzeri olarak karşımıza çıkmaktadır. İki tanrıça da dişiliği, anaerkil yapıyı ön plana çıkaran, kendi adalarında yalnızlık içinde yaşayan ve adalarına uğrayan erkekleri bırakmak istemeyen iki karakterdir. Kirke’yi Calypso’dan ayıran özelliği daha çok cadılığı olmuştur. Büyü yeteneği doğuştan Helios çocuklarına geçmiş, uzun zaman kandan aktarılmıştır. Kirke’nin yeğenleri ve Med halkının yöneticilerinde sihir, büyü gözlemlenir. Penelope, Kirke ve Helen’in asıl ortak noktaları Odysseus olmakla beraber Penelope ve Helen kuzendirler. Helen ve Odysseus ilişkisi çok zayıftır. Odysseus Helen’in babasına akıl vermiş ve evlilik buna göre yapılmıştır. Fakat daha birçok yerde Helen ve Odysseus karşılaşmasını görebiliriz. Penelope’nin düğünü, Truva Savaşı, Helen’in düğünü… Açık ara farkla Truva Savaşı ile en sıkı ilişkisi olan karakter de Helen’dir. Zira savaş bu kadın uğruna yapılmış, bir uygarlık bu kadın için son bulmuştur. Bu da bize kadınların arka planda dahi olsalar ne kadar büyük etkilere sahip olabileceklerini gösteriyor. Truva Savaşı Helen yüzünden patlak vermiş, yaklaşık on sene sürmüştür. Akabinde Odysseus ve adamları bir on yıl da Kirke ve Calypso’nun adasında geçirmiştir. Yirmi ila otuz yıl kadar evinden uzak kalan bu adam tabii ki hem fizyolojik hem de psikolojik olarak yaşlanmış, değişmiş adeta metamorfoz geçirmiştir. Kozasından çıkan bir kelebek gibi kendi sınırlarını aşmıştır, belki de yalnızca farmakon içip de olması gerektiği gibi görünenler gibi o da yeni görüntüye sahiptir fakat aslında ruhu aynıdır. Hermes soyundan gelen herkes gibi o da zekiliğini ve kurnazlığını kaybetmemiştir. Calypso ve Odysseus Üç kadın figürün ise kendilerince değerlendirmeleri çok barizdir. Kirke tabii ki bu savaşın yaşanmasından kazançlı çıkanlar arasındadır. Ne de olsa hayatının aşkıyla ve çocuklarının babasıyla tanışmıştır. Calypso da Kirke’ye çok benzer şekildedir. Çoğu hikâyede karıştırılırlar ve Calypso’nun da Helios kızı olduğundan bahsedilir fakat bu yanlıştır. Calypso Atlas’ın kızıdır. Calypso da Odysseus’a âşık olmuş fakat sekiz yılın ardından Athena Zeus’a Calypso’nun Odysseus’u bırakmasını söylemiş. Böylece Calypso tanrılardan gelen bu emri yerine getirmiştir. Penelope ise savaş çıktığında kocasının gitmesini hiç istememiş ve onu kaybetmekten korkmuştur. Penelope’yi diğerlerinden ayıran ve belki de davasında haklı çıkaran özelliği Odysseus’un gerçek karısı olmasıdır. Diğerleri sonradan gelmiştir. Helen ise savaşın nedeni olmasıyla birlikte savaş karşıtıdır ve Paris’e zarar gelmemesi için kocasıyla anlaşmaya gitmek ister. Fakat reddedilen Helen kendini savaşın içinde bulur. Ayrıca savaşta Amazonlar da yer almıştır. Amazonlar savaşçı kadınlar demektir ve takımlar halinde üstün meziyetleri olan kadınlardan oluşurlar. Bu kadınların gizemli ritüelleri vardır ve bakirelik yemini etmişlerdir. Amazonlar Paris’in tarafındadır, yani Truva şehrini korumak için savaşmışlardır. Öyle cesurdurlar ki Akhileus’un karşısına çıkacak kadar gözlerini karartmışlardır. Görüldüğü üzere, savaşın içinde ve dışında, ön planda ve arka planda kadınlar hep vardır. Yazı bulunmadan önceki tarihi de kadınlara borçlu olduğumuzu söylemek gerekir. Hala süren bu etkinlikle; hikayelerin, yaşanmış veya yaşanmamış olayların kulaktan kulağa günümüze gelmesinde katkıları büyüktür. Ayrıca her daim ön planda olmak işe yaramadığı gibi savaşa gitmeyen ve evde kalan bu kadınlar resme bir adım geriden bakmayı başarırlar. Olayları doğru ve kısmen objektif olarak değerlendirebilirler. Yer altında ve yer üstünde kraliçe, tanrıça, anne, eş, bakıcı, hizmetçi, köle ve daha nicesi olabilirler ama hiç “yok” olmayacaklar ve sonsuza kadar var olmaya devam edecekler. Geçmişi geleceğe sırtlarında tüm yapıyı taşıyan karyatidler gibi taşıyacaklar hiç bıkmadan usanmadan. KAYNAKÇA Kershaw, S. 2007. A brief guide to the Greek myths 4th ed., pp. 115-160. K. 2018. Mitoloji 101 6th ed.. Say K. 2020. Yunan Mitolojisi 3rd ed.. Say J. 2020. Tanrıçalar ve Tanrıça’nın Dönüşümleri, 1st ed.. İthaki G. 1825. Universal historical dictionary. Baldwin, Cradock, and Erhat, A., Kadir, A. 2014. İlyada 14th ed.. Türkiye İş Bankası Kültür Erhat, A., Kadir, A. 2014. Odysseia 14th ed.. Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıAtwood, M. 2017. Penelope 1st ed.. Alfa YayınlarıMiller, M. 2019. Ben, Kirke. 11th ed.. İthaki Mythology. 2021. Retrieved 14 May 2021, from Eren’in önceki yazılarına da göz atın Sinestezi Renkleri Duymak, Müziği Tatmak…Glukoz-6-Fosfat Dehidrogenaz EksikliğiKadınların Çığır Açan 9 BuluşuKafaları Karıştıran Genetik Testlerin Nedeni KimerizmMedea, Gut Hastalığına Çare Buluyor! Periler, evrensel kültürün çeşitli ifadelerinde bulunan büyülü özelliklere sahip fantastik karakterlerdir. Genellikle olağanüstü güzelliğe ve yeteneğe sahip, kanatlı ve genellikle doğayı koruyan kadınlar olarak tasvir edilirler. Bazı iyi bilinen peri isimleri Tinker Bell, Ondina, Angelina, Daphne, Eurydice veya Metis'tir. İşte anlamı, kökeni ve tarihiyle birlikte bir liste. Resim Prawny tarafından Pixabay'a yüklendiTinker Bell Yüzlerce film ve televizyon yapımında rol alan JM Barries'in oyunu Peter ve Wendy'den kurgusal bir karakter. Aslında bugün Tinkerbell, çocuklar arasında en popüler karakterlerden biri olarak kabul ediliyor. Çok küçük, mizaçlı, kıskanç ve meraklı bir peri olarak tanımlanır, düzgün konuşmaz, daha çok küçük bir zil sesini taklit eden ve ancak diğer periler tarafından anlaşılabilen sesiyle iletişim kurar. Ancak, güçlü karakterine rağmen, Peter Pan'a elinden geldiğince yardım eden asil bir müttefiktir. Güçleri arasında, kişinin üzerine saçtığı toz sayesinde başkalarını uçurma yeteneği vardır. Aine Aine, Proto-Keltçe 'aidna' kelimesinden türetilmiş ve 'parlaklık' anlamına gelen İrlandalı bir isimdir. İrlanda mitolojisinde perilerin kraliçesidir. Ondina Alsas efsanesine göre Ondina, mitoloji ve edebiyatta en çok atıfta bulunulan perilerden birinin adıdır. Doğduğu gün güzel görünümüyle tüm fantastik varlıkların gözlerini kamaştırdığı, bu nedenle saygısını göstermek için bu varlıkların çoğunun hediyeler sunduğu söylenir. Niddeck Nehri'nin koruyucusudur ve figürü masallar, lanetler ve hatta okült ile ilişkilendirilir, çünkü güzelliğinin erkekleri onları yozlaştıracak kadar baştan çıkarabileceği söylenirdi. Fay İngilizce peri anlamına gelen "faie" kelimesinden türemiştir. Alternatif yazımı Faye. Angelina Veela veya Vila grubuna ait Slav mitolojisinde kökeni olan bir peridir. Bir Quidditch turnuvası sırasında Harry Potter hikayelerinde Bulgaristan'dan takım maskotları olarak da yer aldılar. Angelina, diğer damarlar gibi fırtınaları kontrol etme gücünün yanı sıra ormandaki herhangi bir canlıya dönüşme yeteneğine sahiptir. Genellikle sanatta küçük, çıplak bir peri olarak görülüyor, saçları aşağı ve dalgalı. Navi Navi, Legend of Zelda Ocarina of Time video oyunundaki bir perinin adıdır. Navi, "isim vermek" anlamına gelir. Gölün hanımı Kral Arthur ve Excalibur efsanesiyle ilişkilendirilen Kelt mitolojisinden bir karakterdir. Bazı yazarlar için ñago Leydisi ayrıca Viviana, Nimue ve Ninie gibi başka isimler de alır. Bazı kayıtlarda büyücü Merlin aracılığıyla sihir sanatını öğrenen bir kadın olarak bahsedilirken, diğerleri kadının sadece bir peri karakterine sahip büyülü bir varlık olduğuna işaret eder. Kökeninizdeki çeşitlilik, kişiliğinize ve amacınıza da uzanır. Örneğin, bazı eserlerde iyiliksever bir varlık olarak ve aynı zamanda insana özgü kusurları ve zayıflıkları olan kötülüğün hizmetinde olan bir varlık olarak görülüyor. Daphne Yunan mitolojisinde Daphne, ormanların perilerinden veya perilerinden biridir ve en iyi bilinen mitlerden birinin baş kahramanıdır. Hikayeye göre Eros, şakalarının intikamını almak için tanrı Apollon'a bir ok attı ve tanrı periye aşık oldu, bu yüzden onu kaçırma girişimi ile onu kovalamaya başladı. Kendini zulümden korumak için güzel bir defne ağacına dönüştü. Parisa "Peri gibi" anlamına gelen Farsça isim Cyrene Cyrene efsanesi, geleneksel olarak yaptığı tüm görevlerden, insanlardan uzak ve vahşi bir şekilde yaşamaktan vazgeçtiğinde ortaya çıkar. Bir gün babasının sürüsüne bakıyordu ve hemen yüzleştiği bir aslanla karşılaştı. Onu yendikten sonra, başarı tanrı Apollon'un dikkatini çekti. Apollo o kadar etkilendi ki, Cyrene'yi aldı ve onuruna bir şehir kurması için onu da yanına aldı. Beraber oldukları süre içerisinde Aristeo çocuğunu gebe bıraktıkları söyleniyor. Eurydice Eurydice, kredisine kadar büyüleyici bir hikayesi olan Yunan mitolojisinden bir başka peridir. Hikayeye göre, o ve Orpheus aşık olana kadar tanıştı. Ancak Orpheus'un rakibi Aristeo, genç kadını kaçırmaya çalıştı. Kaçış sırasında Eurydice, ölümüne neden olan bir yılana bastı. Orpheus daha sonra Charon, Cerberus ve hatta Hades'in kendisini baştan çıkaran lir müziği aracılığıyla sevdiği kişiyi aramak için mümkün olan her şeyi yapmaya karar verir. Bununla birlikte, yeraltı dünyasının tanrısı ona, onu kurtarmanın bir koşulu olarak, cehennemden çıkana kadar ona bakmaması gerektiğini söyledi. Talimatlara rağmen Orpheus, günaha karşı koyamadı ve ayrılmadan hemen önce ona baktı. Bu nedenle Eurydice, Hades'e döndü ve ikisi sonsuza dek ayrıldı. Amphitrite Bazı yazarlara göre Amphitrite, tanrı Poseidon'un arkadaşı olan okyanus veya okyanus perisi. Yunan mitolojisinde fazla varlığı olmamasına rağmen, Poseidon ile birlikte büyük önem taşıyan bir figür olarak adlandırıldığı için ilk kültlerde önemli bir figürdü. Birlikleri sayesinde kraliyet kıyafetleri ve saç ağları ile sunulur. Bazı çalışmalarda kocasıyla birlikte deniz atlarının taşıdığı ve çok çeşitli deniz hayvanlarıyla çevrili bir arabada. Pixie Şapkalı ve sivri kulaklı insan benzeri yaratıklar olarak tasvir edilen doğaüstü varlıklar için kullanılan bir terimdir. Tetis Esas olarak Aşil'in annesi olduğu için öne çıkıyor ve o zamanlar büyük önem ve saygıya sahip bir figürdü. Hikayeye göre, Thetis, Zeus ve Poseidon tarafından mahkemeye çıkarıldı, ancak oğlunun babasından daha büyük olacağını belirten kehanet nedeniyle bunu yapmayı bıraktılar. Bu nedenle tanrılar onu bir ölümlü ile evlendirdi. Sevgisiz evliliğe rağmen, Thetis Aşil'i doğurdu ve onu ölümsüz yapmaya çalıştı. Vücudunun en savunmasız kısmı topuğu olduğu için pek başarılı olamadı. Aşil, zamanın geçmesiyle ve korumasına rağmen, öldüğü Truva Savaşı'na katıldı. Calírroe O bir oceanid, Ocean ve Tethys'in kızı, bu birliğin ana torunlarından biri. Ayrıca, Yunan mitolojisine göre, aralarında Yunanistan'ın bir bölgesi olan Orcómeno'nun hükümdarı olan oğlu Minias'ın da bulunduğu Poseidon'un da bulunduğu birkaç kocası vardı. Tiana Tiana "perilerin kraliçesi" anlamına gelir. Avrupalı-kızılderili melezi O bir okyanus kuşu olarak temsil edilir ve ayrıca tanrıların Olympus'a erken yükselişinde önemli bir rol oynayan bir titan olarak temsil edilir. Aslında Metis'in yardımıyla Cronos'un yediği çocukları kusması mümkün olduğundan Zeus'un önderliğindeki tanrıların isyanı beklemedi. Kısa süre sonra tanrının ilk karısı ve sevgilisi oldu. Ancak Zeus, bir kehanetin ardından hamileyken onu yedi. Daha sonra kafasından çıkan tanrıça Athena'yı doğuracaktı. Melusina Hikayeleri Kral Arthur'un sarayında geçiyor gibi görünen ortaçağ Fransız edebiyatının en etkili perilerinden birinin adıdır. Bazı yazarlar için Melusina, erkeklerin dünyasına katılmak için büyülü dünyayı terk etmeye karar veren perilerin temsilcisidir. Bu durumda peri, Forez Kontu'nun oğlu Raimondino ile evlendi. Kendisiyle bir görüşme yaptıktan sonra Melusina, vücudunda büyük bir dönüşüm geçirdiği cumartesi günleri onu asla görmemesi şartıyla evlenmek ve bir aile kurmak niyetini dile getirdi. İkisi de evlendi ve soyundan gelenler vardı, hepsi de doğum kusurları vardı. Sözü bir süre tutulmuş olmasına rağmen, Raimondino merakına dayanamadı ve karısını sinsice gördü. Balık kuyruğu olduğunu keşfetti. Titania veya Mab Titania veya Mab, İngiliz mitolojisindeki önemli figürlerden biridir. İrlanda'da Una veya Oona, İskoçya'da ise Elphame Kraliçesi olarak anılır. Bazı yazarlar onu Morgana le Fey karakteriyle ilişkilendirmeye başlarlar, bazı anlatımlarda bir peri çeşidi olarak tanımlanan ancak insanlara daha yakın özelliklere sahip olan Morgana le Fey karakteri. Bu karakterin etkisi, farklı eserlerde ve günümüzde bilindiği şekliyle perilerin algılanmasında da belirgindir. Aslında, Shakespeare, A Midsummer Night's Dream oyununda bunun bir versiyonunu yaptı. Diğerleri Leydi Mavisi Pinokyo Aerwyna şafak Arion Breena Cleon Kalipso Açık mavi O gider Flynn Gelsey Hermione Lorelei Marin Nissa Nyx Rhoswen TerenceZephyrİlgili konular Ortaçağ isimleri. Viking isimleri. Elf isimleri. Epik isimler. Vampirlerin isimleri. Şeytanların isimleri. Meleklerin isimleri. Ejderhaların isimleri. Referanslar Amphitrite. Sf. Wikipedia'da. Erişim 8 Şubat 2019. Wikipedia'da adresinde. Calírroe. Sf. Wikipedia'da. Erişim 8 Şubat 2019. Wikipedia'da adresinde. Cyrene. Sf. Wikipedia'da. Erişim 8 Şubat 2019. Wikipedia'da adresinde. Eurydice. Sf. Wikipedia'da. Erişim 8 Şubat 2019. Wikipedia'da adresinde. Daphne. Sf. Wikipedia'da. Erişim 8 Şubat 2019. Wikipedia'da adresinde. Gölün Leydisi. Sf. Wikipedia'da. Erişim 8 Şubat 2019. Wikipedia'da adresinde. Peri. Sf. Wikipedia'da. Erişim 8 Şubat 2019. Wikipedia'da adresinde. Peri Kraliçesi. Sf. Wikipedia'da. Erişim 8 Şubat 2019. Wikipedia'da adresinde. Peri. Sf. Wikipedia'da. Erişim 8 Şubat 2019. Wikipedia'da adresinde. Melusina. Sf. Wikipedia'da. Erişim 8 Şubat 2019. Wikipedia'da adresinde. Metis. Sf. Wikipedia'da. Erişim 8 Şubat 2019. Wikipedia'da adresinde. Su perisi. Sf. Wikipedia'da. Erişim 8 Şubat 2019. Wikipedia'da adresinde. Ondina. Sf. Wikipedia'da. Erişim 8 Şubat 2019. Wikipedia'da adresinde. Tinker Bell. Sf. Wikipedia'da. Erişim 8 Şubat 2019. Wikipedia'da adresinde. Thetis. Sf. Wikipedia'da. Erişim 8 Şubat 2019. Wikipedia'da adresinde. Veela. Sf. Wikipedia'da. Erişim 8 Şubat 2019. Wikipedia'da adresinde. nur ile biten isimler sonu nur ile biten isimler la sonu l la Lacerem şüphesiz besbelli, elbette Laçin şiddetli bir cins şahin sarp, yalçın Lahika yetişip ulaşan eklenen yenisi Lahza bir bakış, bir göz atma göz kırpacak kadar zaman an bir kez göz kırpma Lajverdi lacivert koyu mavi değerli bir süs taşı Lal parlak, koyu kırmızı renkte olan kırmızı renkli bir taş taşıyanı kötülüklerden koruduğuna inanılır Lale yaprakları uzun, çiçekleri kadeh biçiminde çeşitli renkleri olan soğanlı bir süs bitkisi bir çiçek Lalefam lale renginde Lalegun lale renginde Lalegül Türk müziğinde bir makam lale ve gül çiçekleri gibi güzel olan Lalehan lalelerin sultanı Laleruh yanağı lale gibi Laleveş lale gibi Lalezar lale yetiştirilen yer, lale bahçesi Lamia parlayan, parlak Lamiha parlayan Laminur nur saçarak parlayan Lanazir eşsiz, benzersiz Lane yuva, ev, aşiyan Lara mitolojide su perisi anlamına gelir Latife yumuşak, hoş, güzel, nazik güldüren güzel söz, şaka Latime misk, güzel koku Lavanta lavanta çiçeğinden elde edilen güzel koku Layezal zevalsiz, bitimsiz Layiha düşünülen bir şeyin yazı haline getirilmesi tasarı Layike yaraşır, yakışır Lazıme gerekli şey, gerekçe Arapça isimler erkek, Allah'ın mucizesi anlamına gelen isimler, Arapça isimler sözlüğü, Arapça isimler ve Türkçeleri, Osmanlı kızı isimleri ve anlamları. Kuran'da geçen bebek isimleri ise gerçekten isim olarak geçen veya verilen örneklerdeki gibi bazı kelimelerden yola çıkılarak Kuran'dan alınan güzel isimlerde vardır tabi ki, şimdi onlara göz atalım. Kuran'da Geçen Erkek – Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları A Adil Adaletli, hakkını veren, adaletli davranan, doğruluktan ayrılmayan anlamlarına gelir. Ahsen Ahseni takvim lafzından türeyen, en güzel, daha güzel anlamlarına gelmektedir. Akif İbadet eden, dindar, kendini ibadete veren, Allaha yönelen anlamlarına gelmektedir. Behiç Neşeli, güler yüzlü, güleç manalarına gelen isimdir. Cennet Ahiret yurdu, sonsuz mutluluk yeri, günahsızların gideceği güzel yer, anlamında kullanılan kız ismi olarak kullanılır. Cevat Hayırsever, eli açık, cömert anlamlarındaki erkek ismidir. Furkan Hak ile batılı ayırt eden, iyi ve kötüyü arasındaki farkı bilen ve gösteren anlamında erkek ismi. Azra İffet kökünden gelen, namuslu, temiz anlamında kız ismidir. Kuranda Geçen Erkek – Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları B Berre Temizleyici manasında kullanılan kız ismidir. Büşra Mutluluk getiren haber anlamındaki kız ismidir. BARAN Yağmur BELİNAY Cennette peygamber cicegi BENGİSU Ebedilik, ölümsüzlük veren su BEREN 1. Güçlü, kuvvetli. 2. Akıllı BERFİN kardan yapılmış,tertemiz BERRE Manası temizleyicidir BETUL O’nun nefsani kirlenmelere karşın korunmuşluğunu, iffetli ve onuruna düşkün olduğunu anlamlandırır. BUĞLEM Cenneti müjdeleyen melek BURAK Hz. Muhammed’in Miraç’ta bindiği efsanevi ata verilen isim. Kuranda Geçen Erkek – Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları C CEYLİN Cennetin kapısı, cennete açılan kapı. Kuranda Geçen Erkek – Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları D DALAN Tür. Er. 1. Biçim, şekil. 2. İnce, narin, zarif. DALYA Tür. Ka. – Yıldız çiçeği. DİDAR Fars. Ka. 1. Yüz, çehre. 2. Görme, görüşme. 3. Görüş kuvveti. 4. Açık meydanda DİREM Fars. Er. 1. Akça, para. 2. Gümüş para DUHA Ar.. 1. Kuşluk vakti. 2. Kur’an-ı Kerim’de 93. surenin ismi. -Kız ve erkek adı olarak kullanılır. Kuranda Geçen Erkek – Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları E EBRAR Ar. Er. 1. Hayır sahipleri. 2. İyiler, dindarlar, özü sözü doğru olanlar. Şeş Ebrar Altı hayır sahibi, Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin. ECHER Ar. Ka. 1. Son derece güzel kadın. 2. Gündüz iyi görmeyen karmaşık gözlü. ECİR Ar. Er. 1. Bir iş ya da emek karşılığı verilen şey. 2. Sevap. 3. Aziz sevgili. ECRİN ALLAH’IN hediyesi anlamını taşımaktadır. EFGAN Fars. Er. – Figan, ağlayıp inleme, feryat. EFSA cennet ırmaklarından birinin adı,sihirbaz ELYESA Ar. Er. – Kur’an-ı Kerim’de adı geçen bir peygamber EMİN Ar. Er. 1. Korkusuz kimse. 2. Emniyette olan. 3. İnanan, güvenen. 4. İnanılır, güvenilir. 5. Şüpheye düşmeyen, kati olarak bilen. 6. Emanet olarak idare edilen dairelerin başı. – 7. Hz. Muhammed ve Cebrail’in adı. EMİR Ar. Er. 1. Bir kavmin, bir şehrin başı. 2. Büyük bir hanedana mensup kimse. 3. Peygamberimizin soyundan gelen. 4. Kumandan. 5. Abbasi devletinde başkomutan. 6. Osmanlı devletinde beylerbeyi ve Tanzimat’tan sonra sivil paşalığın ilk derecesi. EMRE Aşık, dost, Beylerbeyi, Büyük erkek kardeş. ENER Tür. Er. – En yiğit, en kahraman kişi ENSAR Ar. Er. 1. Yardımcılar, muavinler, müdafiler, koruyucular. 2. Medine’ye hicretle Mekkeli muhacirlere yardım eden, Medineli müslümanlara verilen ad. Kur’an-ı Kerim’de çok geçen kelimelerden birisidir. ERAY Ay gibi parlak, temiz erkek. ERÇİN Fars. – Merdiven, basamak. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır ERVA Ar. Er. 1. Çok güzel genç. 2. Son derece cesur ve yiğit adam. ERVA Temiz ahlakli kiz ESLEM Allah’a tesim olmak anlamında kız hem erkek için olabiliyo ESREFUNNISA Kadınların en şereflisi, hanımların en onurlusu anlamına gelir. EYÜB Ar. Er. 1. Sabırlı. 2. Dönen, pişman olan, günahlarına tevbe eden demektir. Kur’an’da adı geçen peygamberlerden. Güzel sabır sahibi. Allah’ın imtihanına güzellikle sabredip mükafat ve ihsana ulaşmıştır. -Türk dil kuralı açısından “b/p” olarak okunur. EZGÜ Tür. – Makam, hava. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. EZRA Ar. Ka. 1. Pek fasih, sözü düzgün adam. 2. Beyaz kulaklı siyah at. EZRAK Ar. – Mavi gözlü. Gök rengi saf ve temiz su. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. FERMA Fars.. 1. Emreden, buyuran. 2. Amir. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. FEYZAN Çok bereketli,çok verimli FÜSUN Ar. Ka. – Büyü sihir. Şaşırtıcı güzelliğe sahip, hayret verici derecede güzel. Kuranda Geçen Erkek – Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları G GİZEM Tür. Ka. – Sır karşılığı olarak kullanılan uydurma bir kelime. GONCA Fars. Ka. 1. Henüz açılmamış gül, tomurcuk. 2. Sevgilinin ağzı. GÖĞEM Tür.. – Halk dilinde yeşile çalan mor. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. GÜRHAN Tür. Er. 1. Hanlar hanı. 2. Kara-Hitay prenslerine verilen unvan GÜRKAN Tür. Er. 1. Bol kan. Genç, taze, gelişmiş, serpilmiş. Kuranda Geçen Erkek – Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları H HÜMA Ar. Er. 1. Devlet kuşu. 2. Saadet, mutluluk Kuranda Geçen Erkek – Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları İ İCLAL Kudretli büyüklük İLTEBER Tür. Er. – Eski Türklerde vali, kumandan anlamlarında unvan. İREM Ar. 1. Cennet bahçesi. 2. Ok veya kurşun atılan nişan tahtası. 3. Cenk denilen musiki aleti ve bunu icad edenin adı. 4. Ad kavmi zamanında, Şeddad tarafından cennete benzetilme amacıyla yapılan bahçe olup, Şam’da veya Yemen’de bulunduğu söylenir. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır İREM Cennet Kuranda Geçen Erkek – Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları K KAAN Tür. Er. 1. Çin ve Moğol imparatorlarına verilen isim. 2. Hakan, hükümdar. kadın adı olarak kullanılır KANSU Tür. Ka. 1. Çin’in kuzey batısında önemli bir sınır kenti. 2. Çin’de müslümanların en çok bulunduğu eyalet. KARİN Ar. Yakın. 2. Nail olan. 3. Hısım komşu. 4. Mabeynci KATRE Ar. Ka. 1. Damla. Damlayan şey KAYHAN Tür. Er. – Sert, güçlü sesli okuyucu, kayayı bile delecek güçte sesi olan okuyucu. KAYRA Tanrı yardımı; Tanrı’dan ya da büyük bir kimseden Gelen iyilik, kayırma, yardım, destek KAYRAL Tür. Er. – Kayrılan, himaye edilen kimse KEREM Cömertlik, soyluluk büyüklük KEVSER Cennette bulunduğuna inanılan kutsal su KORAY Tür. Er. – İyice kor rengine gelen ay. KORÇAN Tür. Er. – Ateşli, canlı, hareketli. KÜBRA Ar. Ka. 1. Büyük olan Ekber’in müennesi. 2. Hadicetü’l-Kübra Hz. Peygamberin ilk hanımı. KUMRU Fars. Ka. – Güvercinlerden, uzunca kuyruklu boynunun yanlarında benekler bulunan ve güvercinlerden daha küçük olan boz renkli kuş. Kuranda Geçen Erkek – Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları MARZIYE Allah’ın kendisinden razı olduğu, Rabb’ine varmaya hazırlanmış kişi anlamındadır. Bunun diğer bir formu olan isim ise Raziye’dir ki, Allah’tan razı olmuş kişi, Allah’ın kaderine razı olan kadın anlamına gelir. MERİH Ar. Er. – Dünya’dan sonra güneşe en yakın olan gezegen MERT Sözünün eri, sözünde duran MİNA Liman MİRAY Fars. Ka. – Ayın ilk günleri Kuranda Geçen Erkek – Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları N NİSA Kuranı kerimin 4. suresi anlamı kadın Kuranda Geçen Erkek – Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları O OGÜN Tür.. – Anımsanan belirli bir günde doğan. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır OĞUZ Tür. Er. 1. Mübarek, saf ve iyi yaratılışlı. 2. Genç, sağlam, güçlü. 3. Anlayışı kıt, bön. 4. Köylü. Tosun. 5. Türk efsanelerinde geçen büyük bir kahraman. Büyük bir Türk boyu olarak kullanılır ONUR Şeref, haysiyet, izzet-i nefs ORHUN Tür. Er. 1. Orta Asya’da bir ırmak. 2. Orta Asya Türklerinin kullandığı en eski yazı. 3. Yüksek, yüce Hun anlamında OYTUN Tür. 1. Kutsal, mübarek. 2. Beğenilen, güzel yer. Alçak yer, ova. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. OZGAN Tür. Er. – Öne geçen, kazanan, başarılı Kuranda Geçen Erkek – Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları R RANA Güzel göze hoş gelen RAVZA Suyu yeşilliği bol olan yer bahçe Kuranda Geçen Erkek – Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları S SARA İbr. Ka. 1. Prenses. 2. Fars. Hz. İbrahim’in hanımı. 3. Halis, katkısız, temiz SARE af temiz SARP Tür. Er. 1. Çetin, sert, şiddetli. 2. Dik, çıkılması ve geçilmesi zor. SARPER Tür. Er. – Sert, güçlü erkek. SEDEF Ar. Ka. 1. Bazı deniz hayvanlarının midye, istiridye gibi sert, beyaz ve parlak kabuğu. 2. Bu kabuktan yapılmış veya süslenmiş eşya. SEDEN Tür. Ka. – Uyanık, tetikte, gözü açık olan ŞEHBAL Fars. Ka. – Kuş kanadının en uzun tüyü SELEN Tür. – Sel gibi coşkun, taşkın kimse. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. SELİKA Ar. – Güzel konuşma ve yazma kabiliyeti. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır SELVA Ar. Ka. 1. Bal. 2. Büyük bıldırcın. Tih çölünde bulundukları sürece, israiloğullarına Allah tarafından kudret helvasıyla birlikte, karınlarını doyurmak için gönderilen kuş. 3. İsp. Ekvator da sık balta girmemiş orman SEMA Ar. Ka. 1. İşitme, duyma. Musiki dinleme. 2. Gökyüzü. 3. Felek. SENA Ar. 1. Övgü ile ilgili. 2. Şimşek parıltısı SERTAÇ Fars. Er. – Baştacı, çok sevilen, sayılan. SERTAP Tür. Er. – İnatçı, direngen. SEVDE Ar. Ka. Siyah, esmer, esmer güzeli. Mü’minlerin annelerinden birisi Hz. sevde. SEVİL Tür. Ka. – Her zaman sevilen, beğenilen biri olma temennisi ŞEVVAL Ar.. – Hicri takvime göre yılın 10. ayı, ilk üç günü şeker bayramıdır. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. ŞEYMA Ar. 1. Bedeninde ben veya benzer bir izi olanlar. 2. Hz. Peygamber’in süt kardeşi SEYYIDETUNNISA Kadınların efendisi. SEZER Tür. – Duyar, hisseder, anlar. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. SORGUN Tür. Er. 1. Bir tür söğüt ağacı. 2. Sıtkı, sert. 3. Çok uzun ve güzel saç. SOYHAN Tür. Ka. – Han soyundan gelen. SÜSEN Tür. Ka. – Çiçekleri iri, güzel görünüşlü ve kokulu bir süs bitkisi. 3. ayetinde insanın ahseni takvim üzere yaratıldığı beyan Kuranda Geçen Erkek – Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları T TAHIRE Hz. Fâtıma’nın tertemiz olduğunu anlatan isimlerinden biri. Bu isimle, Fâtıma’nın Peygamberimiz’den bir parça olduğu bilgisine atıf yapılır. TUANA Cennete düşen ilk yağmur damlası Kuranda Geçen Erkek – Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları U UMUT Ummak, beklemek, ümit etmek Kuranda Geçen Erkek – Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları Y YAREN Dost,arkadaş YIGIT Güçlü, cesur Kuranda Geçen Erkek – Kız Çocuk İsimleri Ve Anlamları Z ZEHRA En yaygın ismidir. Gül yüzlü, parlak yüzlü, çiçek simalı anlamlarına gelir. O, Efendimiz’in kokladığı bir çiçek gibidir adeta. ZEKIYE Bu isim O’nun arı duru hale getirilmiş hanımlığını anlatır. ZİNNUR Nur saçan ZİŞAN Ar. 1. Şanlı, şerefli. 2. Canlı. 3. Bir tür lale. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır ZİŞAN Onurlu şerefli ZÜMRA Güzel iyi ahlaklı,zeki bilgili kadın Kuranda geçen bebek isimleri olarak kullanılan bu isimler dışında, örnekler çoğaltılabilir. Burada verilen örneklerle, önemli noktanın ismin anlamı olduğu anlatılmaya çalışılmıştır. Yüce kitabımız Kuranı Kerimde ismi geçen tek kadın Hazreti İsa’nın annesi Hazreti Meryem’dir. Tabi ki bazı kadın isimleri Kuran’dan alınmış kelimelerdendir. Lakin bunlar Kuranı Kerimde geçen kişi isimleri değildir. Bahsi geçen veya halk arasında duyduğumuz bu isimler Kuran- ı Kerimde yer alan ve güzel mana içeren kelimelerden yola çıkarak Müslümanlar arasında kız çocuklarına verilen isimlerdir. Bu isimlerde güzeldir ve kız çocuklarına İSİM TÜRÜNÜ ARIYORSANIZ LÜTFEN TIKLAYINIZ. Haberler > Orta Asya'dan Günümüze Kadar Gelen ve Günümüzde de Hala Daha Kullanılan Öz Türkçe İsimler ve Anlamları - 0717 Öz Türkçe, Türkler Anadolu'ya göç etmeden önceki zamanda ilk yerleşim yerimiz olan Orta Aysa'daki Türklerin kullandıkları dile denir. Uzun yıllar öncesine de dayansa birçok Öz Türkçe kelime ya ilk hali ya da evirilmiş ve değişmiş haliyle günümüzde de kullanılıyor. Tarih boyunca göç etiğimiz veya iletişim halinde olduğumuz yerlerden de kelimeler dilimize girmiş olsa da Öz Türkçe kelimede dil içeresindeki varlıklarını korumuştur. Bu isim listesinde de Öz Türkçe isimlerin bir kısmına anlamları ile birlikte yer verildi. Geçmişten günümüze kadar gelen ve hala daha kullanılan birçok Öz Türkçe isim vardır. Atakan Hükümdarlık yapan soylu, ata anlamına gelir. Atalay Bilinir olan kişi anlamımdadır. Atay Türk mitolojisinde Ceza Tanrısının ismidir. Atılay Ünlü kişi anlamına gelir. Atınç Atılgan kişi demektir. Atilla Avrupa Hun Hükümdarının ismidir. Ayaz Türk mitolojisinde Soğuk Tanrısı anlamına gelir. Aybars Hun İmparatoru Atilla’nın amcasının ismidir. Ayberk - Güçlü, dayanıklı demektir. Aybey - Memluk Devleti’nin kurucusundur. Aydın Bilge demektir. Aydoğan Doğuşuyla etrafa mutluluk saçan, ay gibi doğan kişi anlımdadır. Aydoğdu Ay gibi güzel kişi anlıma gelir. Ayhan Hem Oğuz Han'ın annesinin ismidir hem de ayın hanı anlımdadır. Batı Güneşin battığı yönünü ismidir. Batu Her şeye gücü yeten, üstün gelen kişi anlamındadır. Batuhan Üstün kişi demektir ve bir Moğol hükümdarının ismidir. Batur Türk mitolojisinde Cesaret Tanrısının ismidir. Baturalp Cesaretli kişi demektir. Baybars Moğolları yenen tek hükümdarın ismidir. Berkant Özü sözü bir olan kişi demektir. Berkay Sağlam, güçlü kişi demektir. Berksan Meşhur kişi anlamındadır. Bilge Göktürk kağanının Buğday tenli kişi anlamına gelir. Bolgan Olay, hadise demektir. Bora Şiddetli rüzgar, fırtına anlamındadır. Boran Yağmur Tanrısının ismidir. Börü Kurt demektir. Buğra Türk mitolojisinde Karahan’ın oğlu ve erkek deve anlamına gelir. Büge Türk mitolojisindeki ejderhanın ismidir. Cengiz Büyük Moğol hükümdarının ismidir. Ceyhun Orta Asya’nın en uzun nehrinin adıdır. Çağatay Cengiz Han’ın oğlunun ismidir ve tay yani yavru at demektir. Çağrı Davet anlamındadır. Çelik Su ile sertleştirilen demirin ismidir. Çetin Zorlu kişi demektir. Demirkan Türk ve Altay mitolojisinde Demir Tanrısı anlamındadır. Deren Düzenleyen, derleyen kişi anlamındadır. Ediz Değerli kişi anlamına gelir. Doğan Yırtıcı bir kuş türünün ismidir. Dolunay Ayın bütün haline geldiği haldir. Doruk En üst nokta Bağımlı olmayan, hakim olan kişi anlamına gelir. Ekin Olgunlaşmış tahıl anlamındadır. Engin Açık deniz anlamına gelir. Erce Yiğitçe savaşan askerlere denilen isimdir. Erdal Genç kişi demektir. Erdem Ahlak ve etik değerlerinin karşılığı olan bir kelimedir. Eren Sezgisi yüksek ve yiğit, kahraman kişi demektir. Ergin Yetişkin demektir. Ergül Türk ve Moğol mitolojisinde hayır duası demektir. Ersun Yiğitliğini gösteren kişi anlamındadır. Ertan Sabahın ilk saatlerine denir. Ertuğ Savaşçı demektir. Ertuğrul Dürüst ve güçlü kişi demektir. Ertunç Tunç gibi sağlam kişi anlamına gelir. Gediz Göl demektir. Giray Kırım hanları için kullanılan rütbe anlamına gelir ve hükmeden anlamındadır. Gökalp Ertuğrul Gazi’nin amcasının ismidir ve mavi gözlü kahraman anlımdadır. Göktuğ Göktürk Kağanlığının egemenlik simgesidir. Görkem Güzel görünüş ve şaşalı anlamındadır. Günce Günlük demektir. Güneş Türk mitolojisinde bir beyin ve bir yıldızın adıdır. Güngör Neşeli yaşayan kişi anlamına Kırmızı yanaklı kişi demektir. Güray Işık saçan kişi demektir. Güven Sadakat demektir. Güvenç Güvenilir, emin kişi anlamına gelir. İrtegün Ertesi gün demektir. İynem Arkadaş, yakın dost Esinti, hafifi rüzgar anlamındadır. Işık Aydınlık demektir. İlberk Tüm ülkenin hükümdarı anlamındadır. İldeniz Bilgeliğiyle tanınan Kıpçak Türkü atabeyinin ismidir. İmer Çok zengin, varlıklı kişi demektir. İlge İlke demektir. İnal Kendisine güvenilen kişi Gönülden bağlanan Küçük erkek çocuk anlamındadır. Kaan Türk hükümdarlarına verilen unvandır. Kıraç Verimsiz toprak anlamına gelir. Kıvanç Övünç demektir. Koral Sınır muhafızlarına verilen isimdir. Koray Yürekli ve cesur kişi anlamındadır. Kutay Kutlu olan kişi demektir. Kürşat 40 askeriyle birlikte Çin sarayını basan Türk yiğidin ismidir. Mergen Türk mitolojisinde Akıl Tanrısının ismidir. Meriç Kuşun iskeleti anlamına gelir. Aynı zamanda bir ırmağın ismidir. Mete Asya Hun Devleti hükümdarının ismidir. Ogün Özel bir günde doğan bebek anlamına gelir. Oğuz Türklerin atasının ve en büyük Türk boylarından birisinin ismidir. Oğuzhan Türklerin atası olan güçlü bir hükümdarın adıdır. Okan Türk mitolojisinde barış tanrısının ismidir ve anlayışlı kişi anlamına gelir. Bengü Sonsuz, ebedi demektir. Okay Türk mitolojisinde Sihir Tanrısının ismidir. Oktay Ok gibi güçlü kişi demektir. Oray Görgülü kişi anlamındadır. Orhun Türklerin çıktığı vadinin ve kitabelerin adıdır. Orkan Kağan'ın topraklarının ismidir. Ortun Ortanca çocuk demektir. Ozan Şair demektir. Öncel Diğerlerinden önde gelen kişi Kağan soyundan gelen kişi demektir. Pamir Türkistan’daki dağlara verilen addır. Pars Yırtıcı bir hayvan türüdür. Payna Eski Türklerde Bereket Törenine verilen addır. Rona Attila’nın oğlunun adıdır ve aydın, ışık anlamına gelir. Sarkan Türk ve Macar mitolojisinde Ejderha Tanrısının ismidir. Sarp Erişilmesi zor, engebeli demektir. Sonalp Son yiğit anlamında en son doğan erkek çocuğa konulan En son doğan çocuğa son asker, yiğit anlamında konulan isimdir. Sonsuz Edebi demektir. Şaylan Eski Türklerde bayram kutlamalarına verilen isimdir. Şen Mutlu ve neşeli kişi demektir. Esin İlham, nefes ve esinti anlamındadır. Şener Neşeli demektir. Şenol Her zaman neşeli olan kişi demektir. Taner Güçlü kişi demektir. Tanju Çinlilerin Türk hükümdarlarına verdikleri unvandır ve ululuk anlamındadır. Tarkan Eski Türklerde soylulara verilen bir isimdir ve saygın kişi anlamına gelir. Tekin Prens demektir. Teoman Mete Han'ın babasının adıdır. Timur Timur imparatorluğunun Türk hükümdarının ismidir. Tolga Zırhlı başlıklara verilen isimdir ve dost canlısı kişi anlamına gelir. Toygan Mülk sahibi, varlıklı kişi anlımdadır. Tuna Bir kaplan türünün ve bir nehrin ismidir. Aybike Ay kadar güzel kişi anlamına Beyaz, beyaz gibi olan kişi demektir. Asena Dişi kurt demektir. Ceyla İnsanlığa bağışlanmış, su gibi şeffaf kişi demektir. İzel İz bırakan ellere sahip kişi demektir. Baydar Varlıklı kişi demektir. Banıçiçek Kutsal çiçek anlamına gelir. Bu içerikler de ilginizi çekebilir Unisex isimler Osmanlı'da kadınlara verilen isimler Kız çocuklarına konulabilecek çiçek isimleri Kız çocuklarına konulabilecek cennet çiçeklerinin isimleri Erkek bebeklerine konulabilecek modern isimler Keşfedilmemiş isimler Kuran'da geçen kız isimleri Kuran'da geçen erkek isimleri Eski Türkçe kadın isimleri Eski Türkçe erkek isimleri Farsça kökenli isimler

mavi su perisi anlamına gelen isim