Beşinciyüzyılın ikinci yarısında doğup gelişen İslamiyet, deneye ve gözleme dayalı bilimin gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. İslam dünyasında yetişen bilim adamlarından Cabir Bin Hayyan, 'Kimyasal maddeleri, uçucu maddeler, uçucu olmayan maddeler, yanmayan maddeler ve madenler' olarak dört grupta toplar.
Dekorasyonve teknoloji hakkında en sağlıklı bilgiye ihtiyaç duyduğunuzda ilk bakacağınız teknoloji ve bilim bloğu: Lavi Tasarım Özgün Blog Sayfası. Ayrıca, “ www.lavitasarim.com ” bildirimlerine izin vererek ve Lavi Tasarım sosyal medya hesaplarını takip ederek yeni yayınlanan yazılardan anında haberdar olabilirsiniz
Atatürkbilim ve teknolojinin önemini ; “Dünyada her şey için , medeniyet için, hayat için , başarı için en gerçek yol gösterici ilimdir,fendir. İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cehalettir, doğru yoldan sapmaktır.” sözleri ile vurgulanmıştır. Türk milletini geri bırakan sebep; Cumhuriyet
Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'nin gelişmiş ülkeler düzeyine çıkabilmesi ve çağı yakalayabilmesi yolunda en gerçek yol göstericinin bilim ve fen olduğunu söylemiştir.Atatürk bilime ve teknolojiye önem verdiğini sadece sözleriyle değil, bu alanda yapmış olduğu bir takım uygulamalarıyla da göstermiştir.
8- Beynim (Ali YÜCE) 9 - Bilgisayar. 10 - Bilgisayar Dizüstü İse. 11 - Bilgisayar ve Telefon. 12 - Bilim Fen (Hasan Hüseyin BAYAR) 13 - Bilim Ve Çeşitleri. 14 - Bilim Ve Sanat Terimleri Sözlüğü. 15 - Bilim Ve Teknoloji.
BilgisayarınTarihi ( Bilim ve Teknoloji Haftası İçin ) Bilgisayarın tarihi, MÖ. 3000 yılında Çinliler tarafından icat edilen abaküsle başlar. Abaküs, insan yapımı ilk nümerik hesap makinesidir.metnini indir. Eklenme Tarihi : 24.04.2011 | Okunma : 2347.
N22Y87P. Carl Sagan’ın Cosmos’un 1980’de gösterilen açılış bölümünde, İskenderiye Kütüphanesi’ni yok eden yangından bahseder. Sagan, izleyicilerine “Eğer zamanda geriye gidebilseydik, ilk geleceğim yer burası olurdu çünkü antik dünyadaki tüm bilgiler bu mermer duvarların içindeydi “der. Kütüphanenin yıkılmasından 1600 yıl sonra bize bir uyarısı olduğunu sözlerine ekler “Bir daha olmasına asla izin vermemeliyiz.”. O zamandan bu zamana İskenderiye kütüphanesi medeniyete ve bilime karşı cehaletin zaferinin sembolü haline İskenderiye kütüphanesi ile ilgili anlatılanların çoğu bir efsane ve hatta efsaneler koleksiyonudur. Eski İskenderiye, bugünün İskenderiye’sinin derinliklerine gömülüdür. Müzenin nerede olduğunu bile kesin olarak bilmiyoruz. Kütüphane binasının tek bir taşı bulunamadı. Papirüs rulolarından hiçbiri günümüze erişmedi. Bu nedenle tarihini yeniden inşa etmek için sadece eski metinlere limanı çevresinde gerçekleşen dokuma malzemeleri ticareti ve tahıl takası, İskenderiye limanının gelişmesini ve dünyanın en önemli limanlarından biri olmasını sağladı. İskenderiye’de, büyük ticaret filolarına yol gösteren Firavun Deniz FeneriBüyük İskender, MÖ 331 civarında Nil Deltası’nın kuzeybatı ucunda Mısır’da İskenderiye kentini kurdu. Sekiz yıl sonra öldüğünde, imparatorluğu generalleri arasında bölüşüldü. Bu generallerden biri olan Ptolemaios Soter, Mısır’ın hükümdarı oldu ve başkentini İskenderiye yaptı. Onun ve soyundan gelenlerin hükümdarlığı altında gelişen bir ticaret merkezi ve Akdeniz liman kenti olan İskenderiye, Helenistik dönemin en büyük ve en zengin şehirlerinden biri haline antik dünyanın kozmopolit, özgür ve zengin kentlerinden biriydi. Yunan ve Mısır medeniyetlerinin kültürünü ve toplumunu bir araya getirmişti. İskenderiye, genişleyen Helenistik imparatorluğun bir parçası haline geldiğinden, Büyük İskender şehrin gelişimini ve büyük bir kültür ve eğitim merkezine dönüşmesini bizzat onaylamıştı. Bunlar bildiklerimiz, bir de kesin olarak bilmediklerimize Kütüphanesi Nasıl Görünüyordu?Şehir Helenistik stildeki büstlerl ile doluydu, ancak resmi konutların iç kısımlarında Firavun hiyeroglifleri de bulunabiliyordu Temsili İskenderiye KütüphanesiGünümüzde konu ile ilgili kaleme alınan bir çok yazıda Antik çağlarda benzeri görülmemiş İskenderiye kütüphanesinden bahsedilir. Ancak kütüphanenin neye benzediğine dair hayatta kalan tüm eski metinlerin yalnızca tek bir açıklaması var. Bu açıklamada üzücü bir biçimde büyük bir binanın tanımı yapılmıyor. Sadece bilginlerin büyük bir salonda birlikte dolaşıp yemeklerini yiyebilecekleri bir yerde yaşadıklarından burası bir kütüphane olarak değil Kraliyet Sarayı’nın bir parçası olan bir müze olarak adlandırılıyor. Buraya müze denmesinin nedeni de buranın müzik ve şiir tanrıçası Muses adına inşa edilmiş olmasıdır. Hiçbir eski kaynak, müze ve kütüphanenin aynı şey olduğunu açıkça belirtmese de, birbirleriyle ilişkili olduklarını Kütüphanesi’nin 1876’da yapılan bir durumda muhtemelen, müzenin içinde bir kütüphane ya da yanında bir kütüphane binası vardı. Ayrıca eski yazarlar bize kütüphanenin tuttuğu kitap sayısı hakkında da çok farklı tahminler veriyorlar. Bu sayı ile kitap yani papirüs rulosu olarak değişiyor. Bu parşömenlerin konusunun, edebi eserlerden felsefi yazılara ve bilimsel açıklamalara kadar uzanan antik dünyanın bilgi bütünlüğünü içerdiği ise Kütüphanesi ile ilgili kaynaklarımızdan biri Romalı tarihçi Ammianus Marcellinus’dur. MS 380-390 civarında kaleme aldığı notlarında konu ile ilgili iki önemli gerçeği bir araya getirir Bunlar İskenderiye’de devasa bir kütüphane olduğu ve Yakılması İle İlgili BidiklerimizAmmianus Marcellinus, kentin Sezar tarafından yağmalanması sırasında bu yıkımın gerçekleştiğini anlatır. Ayrıca Sezar da kaynaklarda İskenderiye’nin yakılmasını, MÖ 48-47’de büyük rakibi Pompey’e karşı yaptığı savaşın kazara bir sonucu olarak bildirir. Ancak bu yangının anlatılış biçimi genelde birliklerini getiren gemiler limana, bir dizi ambarın yakınına demirlemişti. Sezar’ın birlikleri onları yaktığında yangın genişlemiş ve yakındaki bir dizi binaya yayılmıştır. Ayrıca, bu yangının kütüphane koleksiyonuna maddi zarar vermiş olması olası iken muhtemel sonunu tapınağı kalıntıları;Bu anlatı aynı zamanda MÖ 48-47 olaylarından birkaç on yıl sonra kütüphanedeki kaynakları kullanarak kendi araştırmasını yapan coğrafyacı Strabo’nun anlatımıyla da uyumludur. Ayrıca bu olaydan yaklaşık 400 yıl sonraki yazılarda kütüphaneden hala söz edildiğini eski İskenderiye’de iki kütüphane vardı Mouseion ve Serapeum yani İç ve Dış Kütüphaneler. Serapeum’un iki defa yangına maruz kaldığını biliyoruz. Ancak yangının kütüphaneyi mi yoksa sadece tapınak kompleksini mi etkilediğine dair kesin bir fikrimiz yok. Serapeum tapınağının yıkılmasıyla ilgili bilinen tek görüntü. Görüntülenen kişinin İskenderiye Başpiskoposu Theophilus, olduğu düşünülüyorAslında günümüzde bilim insanları İskenderiye Kütüphanesi’nin yıkımını “yüzyıllar boyunca gerçekleşen yavaş bir çürüme” olarak nitelendiriyor. Yani kütüphane ani, dramatik bir yok oluştan ziyade uzun süreçte, etkisinin zamanla azalması, koleksiyonların satılması sonucunda yok imparatoru Diocletianus’un MS 297’de şehri kuşatması ve yağmalaması gibi olaylar, kütüphanenin ve ilgili binaların tahrip edilmesinde rol oynadı. Bu süre zarfında Roma ve Atina, her biri kendi kütüphanelerine sahip güçlü akademik merkezler haline geldi. Bunların toplamında da İskenderiye entelektüel bir merkez olma özelliğini zaman içinde Kütüphanesi Hakkında Bildiklerimiz Kesin Olmasa da Yine de Etkileyici Olduğu Kesin2002 yılında açılan modern İskenderiye İskenderiye kütüphanesi hakkında efsaneler ve gerçekler birbirine karışmış durumda. Günümüze o zamana ait hiçbir kesin kanıt erişmediği için bunları ayırt etmek de kolay değil. Tarihçiler ve bilim insanları İskenderiye Kütüphanesi’nin kaybından ve bu kadar çok bilginin yok edilmesinden uzun süredir yakınıyorlar. Ancak hangi bilgilerin kaybolmuş olduğunu söylemek mümkün değil. Bunun nedeni kütüphanenin arşivlerinde tam olarak ne tuttuğunun tam bir muhasebesinin hiçbir zaman olarak arkeolojik çalışmalar devam ettikçe daha fazla cevaba erişmemiz mümkün. Ancak o zamana kadar İskenderiye’nin barındırdığı harikalar hakkında tek sınır hayal gücümüz gibi atmak istersenizKaynaklar ve İleri OkumalarThe Story of the Library of Alexandria Is Mostly a Legend, But the Lesson of Its Burning Is Still Crucial Today; Great Library of Alexandria The Untold Story Explained; Yayınlanma tarihi 9 kasım 2020; Bağlantı rise and fall of the Great Library of Alexandria; yayınlanma tarihi 14 mart 2021; Bağlantı NotMatematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konularda ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalımMatematiksel
Bilim ve teknolojinin hızla geliştiği, topluma ve çevreye etkilerinin gittikçe arttığı çağımızda fen ve teknoloji okuryazarı olmak bir gereklilik haline gelmiştir. Gelişmiş ve gelişmeyi hedefleyen ülkelerin fen eğitimi programlarında bireylerin fen ve teknolojinin doğasını ve fen- teknoloji- toplum- çevre arasındaki etkileşimleri anlayabilmeleri, fene karşı olumlu tutum geliştirebilmeleri olan “Bilim-Tasarım-Teknoloji Hikayeleri 4 Sucul Ekosistemleri Yaşatalım” isimli proje çalışmasında katılımcıların fen ve teknoloji okuryazarlıklarına katkıda bulunmak, gezi, gözlem, yaratıcı drama, proje tasarımı gibi etkileşimli yöntem ve tekniklerin kullanıldığı etkinliklerle onların fen ve teknolojinin eğlenceli yüzüyle buluşmalarını sağlayarak bilime karşı olumlu tutum geliştirmelerini sağlamak amaçlanmaktadır. Proje; Ege Çağdaş Eğitim Vakfı EÇEV’in Altındağ Rasih Somer Eğitim Merkezi’nden hizmet almakta olan ilköğretim 5. ve 6. sınıf öğrencileri arasından kurum tarafından belirlenecek 20 öğrenci ile 2 Eylül – 5 Eylül 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecektir. Çalışma sonucunda öğrencilerin • Bilim, teknoloji ve tasarım konularında bilgilerinin artmasını, • Mühendislik ve mühendislik tasarım süreci ile ilgili bilgi kazanmalarını, • Kazandıkları bilgi ve becerileri kendi tasarımlarına uygulayabilmelerini, • Ekosistem ve Sucul Ekosistemler, Çevre mühendisliği nedir ve ne iş yapar, sürdürülebilir yaşam konularında bilgilenmelerini ve duyarlılık geliştirmelerini • Çevre ile ilgili olarak kendilerine verilen problemleri uzman rolü üstlenerek çözmeleri ve bu yolla problem çözme becerilerini geliştirmeleri hedeflenmektedir. Proje çıktılarını değerlendirmede; değerlendirme yapraklarından, tutum ve ekosistem ölçeklerinden yararlanılacaktır. Proje ile ilgili ayrıntılı program adresinden yayınlanacaktır. PROJE YÜRÜTÜCÜSÜ HÜLYA YILMAZ PROJENİN YÜRÜTÜLDÜĞÜ KURUM/KURULUŞ EGE ÜNİVERSİTESİ ÇOCUK EĞİTİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ
Büyüyen ve gelişen Türkiye'nin, yükselme ve ileri gitme hamlelerinden biri; bilim ve teknoloji alanında yoğunlaşıyor. Hem kamu kurumları, hem de özel sektör kuruluşları; bilimin ve teknolojinin pasif tüketicisi olmaktan kurtulup, aktif üreticisi olmaya çalışıyor. Eskiden, sadece "yükte ağır, pahada hafif" şeyler üretirken; şimdilerde, "yükte hafif, pahada ağır" şeyler üretme yolunda ilerliyoruz. Bilimi ve teknolojiyi, yüksek bedeller ödeyerek ithal etmenin zayıflığından kurtulup; hem kendi ihtiyacımızı karşılayacak kadar üretmenin, hem de dış ülkelere ihraç edecek seviyeye gelmenin mücadelesini veriyoruz. Şüphesiz, bu gidişin; uzun soluklu yürümeyi yahut koşmayı gerektiren safha ve süreçleri var. Dün bilgiyi bilime, bilimi teknolojiye, teknolojiyi sanayiye, sanayiyi ticarete dönüştürmenin adımlarını atan, yatırımlarını yapan ülkeler ve toplumlar; bugün meyvelerini devşirerek siyasi ve ekonomik, askeri ve diplomatik avantajlar elde etmenin sefasını sürüyorlar. Bizim, yılların ve hatta asırların açığını kapatarak, bilimde ve teknolojide ileri seviyelere ulaşabilmemiz için; bir güne birkaç mesaiyi sığdırmamız ve kişisel, kurumsal, toplumsal enerjilerimizi sinerjiye dönüştürecek zıplama tahtalarını bulmamız gerekiyor. Bunun da yolu; iyi eğitim altyapısından ve yüksek ideal aşısından geçiyor. İLERİ TEKNOLOJİ OKULLARI Türkiye'nin bilim ve teknoloji üretimi konusunda stratejik kurumu olan ve giderek daha büyük imkânlarla iş yapma fırsatı sunulan TÜBİTAK; içindeki aykırı unsurları temizleyerek, artık asli görevine ağırlık verme kıvamına geldi. Devlet-millet işbirliği içinde; acil ihtiyaç olarak görülen ileri hedeflere yöneldi. Bu cümleden olmak üzere; TÜBİTAK'a bağlı Türkiye Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsü TÜSSİDE, yeni bir adım attı. Bir pilot uygulama olarak; "ileri teknoloji okulları" projesini başlattı. Temel öngörüye göre; Türkiye'nin ileri teknoloji üretimini sağlamak için gereken insan kaynağı, ilkokuldan başlanarak yetiştirilecek. Dünyadaki örnekleri incelenerek oluşturulan okulların her kademesinde; çocuklara ve gençlere, üst düzeyde teknoloji dersleri verilecek. Ayrıca, lise düzeyinden itibaren; üniversitelerin ilgili bölümleri ile işbirliği sağlanacak. Projenin reel sektörle, yani hayatla bağlantısı kurularak; bazı büyük firmalar da sürece katılacak ve katkıda bulunacak. Uygulama, önümüzdeki öğretim yılından itibaren; İlim Yayma Vakfı'nın İrfan Okulları bünyesinde başlayacak. Daha sonraki yıllarda ise; diğer okullara da yayılmış olacak. BİLİM VE TEKNOLOJİ MERKEZLERİ Son yıllarda, bu alanda atılan önemli adımlardan biri de; TÜBİTAK'ın desteği ile yerel yönetimler tarafından yapılan Bilim ve Teknoloji Merkezleri. Seçme obje ve düzeneklerden oluşan; bilim ve teknoloji müzeleri yahut atölyeleri. İlköğretim ve ortaöğretim düzeyindeki okulların öğretmenleri, öğrencileri; bu merkezleri ziyaret edip, incelemelerde bulunuyorlar. Yazılı açıklamaları okuyor; ayrıca ilgili ya da yetkili kişilerden bilgiler alıyorlar. Okullarda bulunmayan objeler ve düzenekler, bu merkezlerde bulunduğu için; bilim ve teknoloji eğitimi açısından, önemli bir rol oynuyor. Bir yandan, geçmişin bilim ve teknoloji tarihini özetlemiş; öte yandan, geleceğe dair öykünme, özenme sağlamış ve çağrışımlar yaptırmış oluyor. Ancak; bu bilim ve teknoloji merkezlerinin önemli bir zaafı var. Objelerin ve düzeneklerin temini, genellikle yabancı kişiler ve kurumlar üzerinden organize edildiği için; onlar, kendi kültür ve medeniyet dünyalarının icatlarını ve mucitlerini öne çıkarıyorlar. Buradan açık ve net bir şekilde anladığımız o ki; bilimin ve teknolojinin de bir kimliği olmalı. Hayatın bütün alanlarında ve konularında olduğu gibi, bilim ve teknoloji alanındaki yatırımlar da; kendi kültür ve medeniyet değerlerimiz üzerine kurulmalı. Bir başka ifadeyle; "kökü mazide olan ati" olabilmeliyiz. Ürettiğimiz her değerde; bizi biz yapan temel değerlerin izlerini bulabilmeliyiz. Çünkü biz; sahip olduğumuz gücü ve imkânı, insanları imha etmek için değil, ihya etmek için kullanmayı tercih ediyoruz. Güçlünün haklı olduğu bir dünya için değil; haklının güçlü olduğu bir dünya için üretiyoruz. Zekeriya Erdim Yasal Uyarı Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Popüler sosyal medya uygulaması Instagram, videoları ön plana çıkarmak için yeni kullanıcı arayüzünü test ediyor. Artık kullanıcılar, platforma girdikten sonra tamamen ekranı kaplamış videoları görecek. ShiftDelete'in aktardığı habere göre; TikTok’tan esinlenmiş bu görünüm, Instagram videolarını daha değerli hale getirecek. Fakat henüz test aşamasında olan yeni Instagram arayüzünde bir de 'kayıp' dikkat HİKAYELER ŞERİDİ KAYBOLUYORInstagram, yeni arayüzü değişikliğinde videoları ana sayfada tam ekran haline getiriyor. Platform, kullanıcılarının platformda zamanının yüzde 20’sinden fazlasını videolar için harcadığını açıkladı. TikTok’un büyümesiyle birlikte videolarını ön plana çıkaran Instagram, bu alandaki desteğini devam arayüzde videoların ön plana çıkması dışında bir yenilik daha var. Sorun da diyebileceğimiz bu yenilikte 'Hikayeler' şeridi kayboluyor. Videoların tam ekranda test edildiği görünümde; mesaj kutusu, bildirim butonu, profil ve diğer tüm kısımların yerleri aynı şekilde ShiftDeleteHENÜZ AÇIKLAMA GELMEDİTechCrunch’ın haberine göre, Instagram, henüz test aşamasındaki yeni arayüz ve hikayelerin kaybolmasıyla ilgili bir açıklama yapmadı. Fakat kararlı sürüme tam olarak geldiği takdirde Hikayeler şeridine ekranı yukarı kaydırdıktan sonra ulaşılacağı tahmin ediliyor. Yeni arayüzün kararlı sürüme ne zaman geleceği ve detayları ise şimdilik belirsiz SHORTS İLE DE REKABET EDİYORInstagram, reels adını verdiği videolarıyla TikTok dışında ayrıca ek olarak YouTube Shorts videolarıyla da rekabet ediyor. Google, kısa süre önce YouTube Shorts videolarının günlük ortalama olarak 30 milyar görüntülenme aldığını açıklamıştı. Bu başarısının ardından da artık reklamları test etmeye başladı.
Örnek olarak bilim ve teknoloji temasıyla ilgili öyküleyici bir metin okuyunuz. 2. SınıfArda, küçüklüğünden beri bilim adamı olmak istemişti. Okul hayatında bu konuyu her zaman dile getirirdi. Rehberlik servisinin onunla özle olarak ilgilenirdi. Çünkü Arda bilim ve teknoloji alanında yeteneği olan bir öğrenciydi. Hatta Teknofest gibi büyük çaplı bir fuara katıldı. O, geliştirdiği proje ile adından söz ettirmeyi gün okuluna çekim için bir ekip geldi. Bu ekip bütün öğrencilere düşlerinizi bir kağıda çizmenizi istiyoruz dedi. Amaçları çizilen resimlerden yola çıkarak o okula özle bir teknoloji sınıfı oluşturmaktı. Herkes bu ekibin konuşmasını dikkatle dinledi. Bütün öğrencilere bir ders saati süre verildi. Bu süre içinde her öğrenci bilimle ilgili hayalini kağıda çizdi. Çekim yapacak olan ekibin lideri Ayşe Hanım ile Uğur Bey kağıtları topladı. Onları güzelce incelediler. Daha sonra öğrenciler evine gitti. Resimleri inceleyen ekip hızla işe gün gibi kısa bir sürede bu sayfalardaki resimlerden hareketle bilim ve teknoloji sınıfı oluşturdu. Bu proje özel bir çalışma olduğu için her şey en ince ayrıntısına kadar ayarlanmıştı. Çalışacak kişilerden malzemelere kadar aklınıza gelebilecek her şey temin edildi. Üç günün sonunda ortaya harika bir sınıf çıktı. Artık öğrencileri ve velilerini çağırma vakti gelmişti. Sınıfın içini herkes çok merak saati geldi. Arda da herkes gibi çok resmi astronot kıyafetli bir adamın bilimsel çalışmalarını anlatıyordu. Ekip bir, iki üç diye saymaya başladı ve sınıfın kapısını açtılar. İçeri giren öğrenciler adeta büyülenmişti. Hayalleri, artık gerçekleşmişti. Çizdikleri resimlerin bu kadar güzel bir şekilde gerçeğe dönüşmesi karşısında gözlerine inanamadılar.
bilim ve teknoloji ile ilgili hikayeler