NaturMed detoks programının Alzheimer’dan koruyucu ve hafızanızı güçlendirici etkileri. Bunama (demans) ve Alzheimer hastalığı gün daha da artan bir sağlık sorunu. Ama artık bilim insanlarının Tip 3 Diyabet olarak da adlandırdıkları bu sorunu önlemek veya ilerlemesini geciktirmek mümkün. YAZININ DEVAMI.
Sonra bunu tüm Türkiye'de fizik tedavi ve rehabilitasyonu basamaklandırma şeklinde bir uygulamaya koymaya çalışacağız. Bu şu anlama geliyor; fizik tedavi ve rehabilitasyon anlamında herkes her yerde her şeyi yapmasın. Böyle olursa birincisi insan kaynakları, tıbbi cihazlar ve diğer kaynaklar kötüye kullanılmış oluyor
0212540 16 16—0505 577 34 60. Bolu iline 80 km uzaklıkta batı Karadeniz’in başlangıcında inşa edilen Sarot Termal Vadi; sağlık imkanlarını eğlence alternatifleriyle birlikte sunarak tatil anlayışınızı değiştiriyor. İnanılmaz yeşilliği, oksijen miktarının yüksekliği, uygun nem oranı ve çevresini kuşatan
1971de lisans eğitimin bitirdikten sonra 1975 yılında FİZİK TEDAVİ ve REHABİLİTASYON uzmanlığını tamamladı. Ardından SSK Denizli Hastanesinde uzman doktor olarak çalıştı. 1974-2014 seneleri arasında serbest olara
Termalkaplıca suları, fizik tedaviye pek çok katkı sağlar. Ancak doğru terapi, kür ve masajlar ile bu faydanın arttırılması oldukça faydalıdır. Çam Termal Otel'de bulunan SPA Wellness, termal kaplıca konaklamanızdan mümkün olan en yüksek faydayı 5 yıldızlı otel konforunda almanızı amaçlıyor. Tesis içerisinde yer
Fizyoterapistlerin Çalışma Alanları Nerelerdir? -Yataklı tedavi merkezleri (Devlet hastaneleri,Üniversite hastaneleri, vb.) -Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri. -Spor kulüpleri
SBxmZj. Turizm açısından birçok farklı seçenek sunan Türkiye, yaz turizmiyle olduğu kadar termal turizmle de ön plana çıkıyor. Ülkemizin dört bir yanında şifa dağıtan termal sulara sahip kaplıcalar bulunuyor. Romatizma, kalp ve damar rahatsızlıkları, kadın hastalıkları, mide ve bağırsak problemleri, cilt hastalıkları başta olmak üzere birçok hastalık için şifa sunan suları olan kaplıcalar her yıl yüzlerce turisti ağırlıyor. Sadece hastalıklara tedavi olması açısından değil ruhsal dinlenme ve stresten arınma konusunda da fayda sağlayan kaplıcalar arasından hangisini tercih etmen gerektiğini merak ediyorsan doğru yerdesin. İşte senin için Türkiye’nin EN iyi kaplıca merkezleri. 1- Armutlu Kaplıcası – Yalova Ülkemizde kaplıcalar denilince ilk akla gelen şehir Yalova oluyor. Yalova genelinde termal sular oldukça şifalı ama şehirdeki en popüler kaplıcalar arasında ilk sırayı Armutlu Kaplıcası alıyor. Armutlu ilçe merkezine 4 kilometre uzaklıkta olan kaplıca, ülkemizde ilk kaplıca tesislerinin kurulduğu yerlerden birisi. Atatürk’ün de ziyaret ettiği bölgede ilk banyonun Bizans döneminde kurulduğu düşünülüyor. Bölge, sit alanı olarak korunuyor ve İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlere yakınlığıyla sık sık tercih ediliyor. Armutlu Kaplıcası’nın suyu, hipetermal ve hipotonik özellikte bir maden suyu. Radyoaktivitesi oldukça yüksek olan kaplıca suyu, banyo yapmak ve içmek için uygun. Suyun sıcaklığı 57 derece ile 73 derece arasında değişiyor. Romatizma başta olmak üzere kas rahatsızlıklarının tedavisi için şifalı olan sular, kadın hastalıkları için de oldukça yararlı. Yaraların kolayca iyileşmesi, karaciğerin düzenlenmesi, safra kesesi ve böbrekte oluşan taşlar, mide ve bağırsak rahatsızlıkları gibi birçok faydası da bulunuyor. Ancak kanser, verem ve kalp hastalıkları için bu sular pek yararlı olmayabiliyor. Armutlu’da konaklamak için hizmet kalitesi yüksek termal oteller bulunuyor. 2- Termal Kaplıcaları – Yalova Yalova şifalı sularla dolu bir yer olduğu için burada Termal adında bir de ilçe bulunuyor. Yalova’nın merkezine 12 kilometre uzaklıkta olan ilçe, Sabiha Gökçen Havalimanı ve Bursa Yenişehir Havalimanı’na çok yakın olduğu için ülkemizin her yerinden ulaşım oldukça kolay. Bölgenin geçmişi Roma ve Bizans dönemlerine kadar uzandığı için burası çok popüler. Bu nedenle de Yalova termal oteller çok sayıda seçenek sunuyor. Termal Kaplıcaları’nın suyu kalsiyum, sülfat ve florür bakımından zengin. Banyo kürü ve içme kürü için kullanılabilen suların sıcaklığı 62 dereceye kadar ulaşıyor. Bu sular romatizma sorununa iyi geldiği gibi kireçlenme sorununa da tedavi olarak sunuluyor. Termal Kaplıcaları’ndan çıkan suların ağrı eşiğini yükseltmek konusunda da faydası olduğu gözlemleniyor. Mide ve bağırsak rahatsızlığı ve safra kesesi sıkıntılarında içme kürü olarak kullanılması öneriliyor. Termal Kaplıcaları’nda Kurşunlu Banyo, Sultan Banyo, ve Valide Banyo adında tarihi banyolar mevcut. 3- Sandıklı Kaplıcası – Afyon Türkiye’de kaplıcalar konusunda en önemli şehirlerimizden bir diğeri de Afyon. Yalova ile birlikte Türkiye’nin kaplıca turizmi konusunda önde gelen şehirlerinden olan Afyon’un en ünlü kaplıcası ise Sandıklı Kaplıcası. Bu kaplıca sadece yerli turistler tarafından değil tüm dünyadan binlerce yabancı turist tarafından da ziyaret ediliyor. Afyonkarahisar ile Antalya arasındaki yolun 65. kilometresinde konumlanan Sandıklı Kaplıcaları, tarih boyunca birçok insana şifa olmuş. Sandıklı Kaplıcası yüksek kükürt oranına sahip olduğu için gençlik ve güzellik iksiri olarak tanımlanıyor. Ayrıca ülkemizdeki kaplıcalar arasındaki en şifalı kaplıca olduğu düşünülüyor. 42 ile 53 derece arasında değişen sıcaklıklarıyla Sandıklı Kaplıcası; felç geçirmiş kişilerin tedavisi, faranjit rahatsızlığına çözüm ve deri rahatsızlıkları yaşayanlar için şifa oluyor. Böbrek taşı dökülmesi, kireçlenmenin önlenmesi, solunum yolu problemleri ve kadın hastalıkları için de tedavi yöntemi olarak öneriliyor. Bu kaplıcanın ülkemizdeki diğer kaplıcalardan farkı ise çamur banyoları. Dünya çapında meşhur olan bu çamur banyoları, ortopedik sıkıntılar yaşayanlar için tavsiye ediliyor. 4- Oylat Kaplıcası – Bursa Ülkemizin meşhur kaplıcaları arasında yer alan Oylat Kaplıcası, Bursa’nın İnegöl ilçesinde konumlanıyor. İlçenin merkezine 27 kilometre uzakta olan Oylat Kaplıcası, yemyeşil bir doğanın kalbinde bulunmasıyla da ziyaretçileri büyüleyen bir yer. Bölgede bulunan Bursa termal oteller arasından seçim yaparsan kaplıcanın sularında şifa bulduktan sonra orman içinde yürüyüş yapabilirsin. Ayrıca Oylat Şelalesi ve Oylat Mağarası’nı da buraya kadar gelmişken görmelisin. Oylat Kaplıcası’nın suyu ülkemizde ve dünyada nadir görülen özelliklere sahip olduğu için çok sık tercih ediliyor. Halk arasında bu suların ölüm döşeğindeki birini bile iyileştirebileceğine dair bir inanç var. Bu inanış Bizans İmparatorluğu döneminde çaresi bulunmayan bir hastalıkla boğuşan kızın bu kaplıcada her gün yıkanarak ölümden döndüğünü anlatan hikayeye dayanıyor. 40 derece sıcaklığa sahip olan termal suların sinir hastalıklarının tedavisi için önemli olduğu düşünülüyor. Oylat Kaplıcası’nın suları kireçlenme ve romatizmaya bağlı ağrılar ve kadın hastalıkları için de fayda sağlıyor. 5- Kükürtlü Kaplıcaları – Bursa Bursa’daki en eski kaplıcalardan biri olan Kükürtlü Kaplıcaları, iki bölümden oluşuyor. Bu iki bölümden biri erkeklerin kullanımı için açılan erkekler hamamı diğeri de kadınların kullanımına özel olan kadınlar hamamı. Kaplıcaların erkekler hamamı Sultan I. Murad Hüdavendigar döneminde, kadınlar hamamı ise Sultan II. Bayezid döneminde yaptırılmış. Yani anlayacağın bu kaplıcalara gittiğinde aslında tarihi bir yolculuğa da çıkmış oluyorsun. Kükürt açısından zengin ve radyoaktif özellikte suya sahip olan Kükürtlü Kaplıcaları, yedi farklı kaynaktan besleniyor. Hem banyo yapmak için kullanılabilen hem de içilen bu suların sıcaklığı 54 derece ile 84 derece arasında değişiklik gösterebiliyor. Kükürt içeriği sayesinde damar tıkanıklığı gibi damar kaynaklı sorunların ve kronik iltihaplı rahatsızlıkların tedavisi için öneriliyor. 6- Kızılcahamam Kaplıcaları – Ankara Yalova, Afyon ve Bursa ile birlikte ülkemizin termal turizm açısından önemli şehirlerinden olan Ankara’da kaplıca denilince akla Kızılcahamam geliyor. Ankara şehir merkezinden yaklaşık 1 saat uzaklıkta olan Kızılcahamam Kaplıcaları’nın tarihi Roma ve Selçuklular dönemlerine kadar uzanıyor. Büyük Kaplıca ve Küçük Kaplıca olarak ikiye ayrılan Kızılcahamam Kaplıcaları, çok sayıda turist ağırlıyor. Bu nedenle de Kızılcahamam otelleri hizmet kalitesi olarak ön plana çıkıyorlar. Kızılcahamam Kaplıcaları’nın suyu 36 derece ile 50 derece arasında sıcaklıklarda oluyor. Bu sıcak suların romatizma, karaciğer problemleri, kalp rahatsızlıkları ve kadın hastalıkları gibi birçok sağlık sıkıntısına şifa olduğu biliniyor. Mide ve bağırsaklarda yaşanan sorunlarda rahatlatıcı olma ve sindirim sisteminin daha hızlı çalışmasına yardım etme gibi özelliklere de sahip olan sular cilt rahatsızlıklarının tedavisi için de öneriliyor. Kızılcahamam aynı zamanda maden suyuyla da meşhur. Doğal içilen maden suları, Kızılcahamam ziyaretinde mutlaka deneyebilirsin. 7- Pamukkale Travertenleri – Denizli Ülkemizin en turistik yerlerinden biri olan Pamukkale Travertenleri aynı zamanda ülkemizin en ünlü termal kaynağı. Bu nedenle de çevrede bulunan Pamukkale otelleri oldukça gelişmiş hizmet kalitesine sahipler. Denizli merkezine yaklaşık 18 kilometre uzaklıkta olan travertenler, karstik alanlardan çıkan termal sular sayesinde oluşuyor. Termal suyun içinde fazla oranda kalsiyum hidrokarbonat bulunduğu için su havayla temas ettiği an kalsiyum hidrokarbonat çökeliyor ve travertenlerin pamuğa benzeten görüntüsü ortaya çıkıyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Pamukkale Travertenleri’nden çıkan suyun sıcaklığı yaklaşık 33 derece ile 36 derece dolaylarında seyrediyor. Kaplıcanın suyu antik çağlardan beri birçok hastalığa şifa için kullanılıyor. Kalp ve damar rahatsızlıklar, cilt problemleri ve romatizmaya bağlı hastalıkların tedavisi için öneriliyor. Ayrıca astım problemi yaşayanlar için de şifa olduğu düşünülüyor. 8- Karahayıt Kaplıcası – Denizli Pamukkale Travertenleri’nin bir parçası olan Karahayıt Kaplıcası görünüm olarak travertenlerden oldukça farklı. Karahayıt Kaplıcası’ndan çıkan su kırmızı renge sahip olduğu için burada kırmızı renkte travertenler oluşmuş. Ayrıca bölgenin toprağının rengi de kırmızı olunca burası diğer kaplıcalardan farklı olarak kırmızı çamur havuzlarına sahip. Üç farklı kaynaktan beslenen Karahayıt Kaplıcası’nın suyu kırmızı rengini demir oranı yüksek kayalardan alıyor. Kaplıcanın suları bikarbonat, kalsiyum, sülfat ve karbondioksit açısından da çok zengin. Öne çıkan şifası ise ameliyat geçirmiş kişilerin hızla iyileşmesine yardımcı olması. Bunun dışında romatizma, siyatik, fıtık gibi rahatsızlıklar ve uyuz, kaşıntı, sivilce sıkıntıları gibi cilt hastalıklarına şifa oluyor. 9- Karacasu Kaplıcaları – Bolu Karadeniz bölgesinin en güzel noktalarından biri olan Bolu, termal turizm açısından da önemli bir şehrimiz. Şehre yaklaşık 5 kilometre uzaklıkta bulunan Karacasu Kaplıcaları, yemyeşil doğanın içinde termal sularda şifa bulmak isteyenleri ağırlıyor. Karacasu Kaplıcaları’nda Sağlık Bakanlığı’na ait Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi de bulunduğu için buraya tedavi almaya gelenler de oldukça fazla. Karacasu Kaplıcaları’nın suları, 42 ile 44 derece arasında sıcaklıkta. Termomineral içermesi nedeniyle içme kürü olarak da hastalıkların tedavisinde kullanılıyor. Lezzetli bir su olduğu için bölge şişelenmiş hali de satılıyor. Şişelendiğinde tadı uzun süre bozulmadığı için buradan dönerken evine de götürebilirsin. Bu kaplıcaların suyu beyin ve sinirlerle alakalı hastalıklar sonrasında oluşan hareketsizliği tedavi etmek konusunda öneriliyor. Karacasu Kaplıcaları; romatizma, kemik ve kireçlenme rahatsızlıkları, stres bozukluğu, idrar yolları ve böbrek hastalıkları ve beslenme bozuklukları için de şifa oluyor. 10- Tuzla Kaplıcaları – İstanbul Yalova, Bursa gibi termal şehirlerimiz İstanbul’a yakın olsa da daha hızlı bir şekilde İstanbul’da kaplıcalara ulaşmak isteyenler için Tuzla Kaplıcaları devreye giriyor. Burası sadece günü birlik kaplıca seyahati yapmak isteyen İstanbulluların değil, yabancı turistlerin de sıklıkla tercih ettiği bir nokta. Tuzla Kaplıcaları’nın suyu sodyum açısından yüksek olduğu için astım ve nefes darlığı sorunu yaşayanlar için şifa kaynağı olarak gösteriliyor. Bunun yanında metabolizmanın korunması ve cilt rahatsızlıklarının iyileşmesi gibi etkileri de bulunuyor. 11- Gönen Kaplıcası – Balıkesir Balıkesir’in Gönen adlı ilçesinde konumlanan Gönen Kaplıcası, 600 metrekarelik bir alana yayılıyor. Gönen Kaplıcası’nın suları 3000 yılı aşkın süredir şifa kaynağı olarak kullanılıyor. Gönen Belediyesi de 2012 yılında bu kaplıcanın tescilini aldı. İçerdiği minerallerle dünyanın en kaliteli suyu olarak tescillenen kaplıcada sodyum sülfat ve sodyum bikarbonat yoğunluğu çok yüksek. Buradaki suyun sıcaklığı 60 ile 94 derece arasında değişiklik gösteriyor. Su sıcaklığı oldukça fazla olduğu için kaplıcadaki sular soğutuluyor. İçildiğinde mide rahatsızlıkları, hazımsızlık ve bağırsak problemlerine iyi geliyor. Banyo yapıldığında ise romatizma sorunları, ortopedik rahatsızlıklar, kas kasılmaları, idrar yolu hastalıkları, sinir sıkışması gibi problemlere şifa oluyor. 12- Diyadin Kaplıcaları – Ağrı Ağrı’nın Diyadin adlı ilçesine 5 kilometre uzaklıkta konumlanan kaplıcalar, Doğu Anadolu’nun termal turizm açısından öne çıkan noktalarından. Ağrı’da görülen düşük hava sıcaklıkları nedeniyle yerli halk Diyadin Kaplıcaları’nda şifa bulmayı çok sık tercih ediyor. Bikarbonat, klorür, sülfat ve kalsiyum açısından zengin olan termal sularıyla kemik ve kireçlenme problemleri için tedavi yöntemi olarak kullanılıyor. Bunun yanında cilt problemleri, kadın hastalıkları ve metabolizma bozukluğuna da şifa oluyor. Suyun sıcaklığı 72 ile 78 derece arasında değişiklik gösteriyor. Bu kaplıcadan çıkan suların maden suyu özelliği de bulunuyor. 13- Hamamboğazı Kaplıcaları – Uşak Uşak’ın Banaz ilçesinde bulunan Hamamboğazı Kaplıcaları, çevresi çam ormanlarıyla çevrili olduğu için aynı zamanda bir trekking noktası. Bu nedenle de buraya kaplıcalarda şifa bulmaya gelenler doğayla da iç içe olup huzur dolu bir tatil yapmış oluyorlar. Hamamboğazı Kaplıcaları’nda Gazoz, Sarı Kız ve Kara Kız olarak adlandırılan 3 farklı su çeşidi bulunuyor. Gazoz olarak adlandırılan suların kükürt ve demir oranı yüksek. Sarı Kız adlı sular kükürtlü ve ılıkken Kara Kız adlı sular daha sıcak oluyor. Mide, karaciğer ve bağırsak problemlerinin tedavisi için önerilen sular romatizmaya da iyi geliyor. 14- Çermik Kaplıcaları – Diyarbakır Diyarbakır’ın Çermik ilçesinde konumlanan Çermik Kaplıcaları, bu bölgenin şifa kaynağı olarak görülüyor. Bu kaplıcalardaki suyun diğer kaplıcalardaki sulardan farkı iyodür ve bromür açısından zengin olması. Radyoaktif özelliğe sahip olan Çermik Kaplıcaları’nın suyu iltihaplı romatizma, çocuk felci, cilt rahatsızlıkları ve kadın hastalıkları için şifa dağıtıyor. Ayrıca burada bulunan Belkıs Hamamı ile ilgili bir inanış bulunuyor. İnanışa göre, çocuk sahibi olmak isteyen kadınların bu hamamın suyunda yıkanırsa çocuk sahibi oluyorlar. Bu nedenle de hamama birçok kadın ziyaretçi akın ediyor. 15- Ilıca Kaplıcaları – Çeşme Ülkemizin en popüler yaz tatili beldelerinden biri olan Çeşme, termal turizme katkı sağlayan bir ilçe. İlçe merkezine 5 kilometre uzakta konumlanan Ilıca Kaplıcaları deniz kıyısında konumlanıyor. Bu nedenle de Ilıca Kaplıcaları’nı tercih ettiğinde hem termal sularda şifa buluyorsun hem de Ege’nin masmavi sularının tadını çıkarabiliyorsun. Klorür, sodyum ve florür açısından zengin olan termal suların sıcaklığı en düşük 42 derece olurken en yüksek 55 dereceye çıkıyor. Ilıca Kaplıcaları’nın suları metabolizmayı güçlendiriyor, sindirim sistemini düzenliyor ve romatizma ağrılarına iyi geliyor. Bölgede bulunan Çeşme otelleri de termal sulardan faydalanmak isteyen misafirleri için gerekli tüm hizmeti sunuyorlar.
SuyumuzKaplıca Olarak Faydaları Romatizma, Lumbago, Siyatik, Nevralji, Nevrit, Polinevrit, Kadın Hastalıkları, Kırık ve çıkıklardan sonraki mafsal yapışıklıklarında, havuz banyosu en uygun tedavidir. Ayrıca hiçbir rahatsızlığı olmayanların bile senede bir defa içme kürü yapmaları çok faydalıdır. İnsan vücudu yaşadığı sürece organizmada biriken zehirli maddeleri idrar, dışkı, ter, safra, tükürük bezleri ve buna benzer boşaltım yolları ile dışarı atar. Zamanla bu zehirlerin tam olarak dışarı atılması güçleşir, organlar tembelleşir ve zehirli maddeler vücutta birikip artmaya başlar. Fazla yiyip içme, alkollü içkiler, sigara, zehirli maddeler ve bozuk gıdalar, devamlı büro hayatı ve vücudun hareketsiz kalması, uzun süre kapalı ve havasız yerde yaşamak, zihin yorgunluğu, uykusuzluk, uzun süreli gürültülü şehir hayatının verdiği iç sıkıntısı, yorucu iş hayatı, büyük şehirlerin pis havası, otomobil eksozlarından ve kalorifer bacalarından çıkan zehirli gazlar, fabrika ve sanayi bölgelerindeki zehirli maddeler, gazlar, zehirli boyalar. Vücutta zehirli madde birikmesinde büyük rol oynarlar. İşte bu suyu içen kimselerde birikmiş olan bu zehirli maddeler idrar, dışkı, ter, safra vesaire gibi yollardan kolayca dışarıya atılırlar. Böyle hallerde bu su içme olarak en tabii şifa kaynağıdır. Zira suyun tıbben tespit edilen en önemli tesirlerinden birisi vücuttaki bütün boşaltım organlarını faaliyete geçirmesidir. Ayrıca radyoaktif tesiri de buna eklenerek hücrelerin canlılığını arttırmaktadır. Su idrarı çoğaltır. Bağırsağı kolayca boşaltır. Safra ifrazatını arttırır. Karaciğer hücre faaliyetini arttırır. Bol terleme sağlar. Tükürük ifrazını arttırır. Hormon ifrazını ve cinsel kudreti arttırır. **Bilindiği gibi ülkemiz bir kaplıca cennetidir. Ülkemizin hemen her yerinde sıcak ve soğuk sular yüzyıllardır kaplıca ve içmece olarak kullanılmaktadır. Ancak bunların pek azı Sağlık Bakanlığı normlarına uygun işletmelerdir. İşletmemiz içmece olarak Sağlık Bakanlığı’nın ruhsatlı ENDER sulardan birisine sahiptir. Hemen her kaplıcada içme kürü de uygulanmakta ancak bunların içeriği bilinmediği için, yani kimyasal analizleri bilinmediği için, uzun dönemde insan sağlığına risk teşkil etmektedir. Genel sağlık ve stresin giderilmesi, toksinlerin atılması için kaplıca ve içmecenin birbirini desteklemesi daha iyi sonuç almak için önemlidir. Ayaş İçmece ve Kaplıcaları zengin mineral yapısı nedeniyletoplam mineral konsantrasyonu 9348 emsalleriyle kıyaslanmayacak özellikler taşır. Kas iskelet sistemi hastalıklarında aşırı zorlama sonucu oluşan fonksiyon bozukluklarında ve hasarlarda, fibromiyalji, artrit ve artrozlarda tedaviyi tamamlayıcı etkisi vardır. Strese bağlı kas hastalıklarının nekahet devresinde kas ve eklemlerin güçlendirilmesinde egzersizlerle birlikte uygulandığında çok iyi sonuçlar alınmaktadır. Kaplıca kürleri sağlıklı kişiler ve sporcularda günün getirdiği sıkıntı ve stresin giderilmesinde suyun zengin Mineralizasyon yapısı dolayısıyla kasları yumuşatıcı ve dolaşımı hızlandırıcı etkisiyle rahatlatıcı etkisi yaratmakta, bireyler yeniden enerji kazanmış olarak günlük yaşantılarına devam etmektedirler. İçmece kürü olarak günde dört bardak içilmesi bir litre metabolizmayı hızlandırıcı, toksinleri uzaklaştırıcı etkisi ile doğal doping özelliği taşır. Küre üç gün devam edilmesi genel bir zindelik yanında mide-bağırsak sistemini rahatlatmaktadır. Ayrıca organların düzgün çalışmasına yardımcı olmaktadır. Kabızlık için sabah aç karna bir saat içinde üç dört litre su içilmesi halinde laksatif etki ile boşalma sağlanmaktadır. Bu kullanım şekli halkımız arasında yüzyıllardır yaygın biçimde uygulanmaktadır. Böbrek taşı, safra taşı, safra çamuru gibi rahatsızlıklar için saatte iki bardak şeklince içilip içilen suyun kana karışması oradan tüm vücuda yayılması, dolayısıyla istenilen bölgelere kanla ulaşması beklenmektedir. Bu küre sonuç alana kadar ortalama üç ila beş gün devam etmek gerekir. Karaciğer tembelliği, mide-bağırsak tembelliği, spastik kolon gibi hastalıklarda da yavaş yavaş içilip suyun kana karışması beklenmelidir. İçilen su yaklaşık doksan gün vücudumuzda kaldığı için uzun vadeli etki de söz konusudur. Bu şekilde üç beş günlük kürler uygulanmalıdır. Parazitler için de kaplıca suyu oldukça faydalıdır. Tıbbi yöntemle vücuttan uzaklaştırılamayan parazitlerin sabah aç karna yoğun bir şekilde saatte üç dört litre olacak şekilde içilmeli, laksatif etki ile parazitler atıldıktan sonra saatte bir litre olarak devam edilmelidir. Cilt hastalıkları için de içmece kürü günde dört bardak içilmesi cilt sağlığı için yeterlidir
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon FİZİK TEDAVİ NEDİR? Fizik Tedavi Fiziksel Tıp; çeşitli hastalıklarda diğer tedavilerle birlikte veya tek başına uygulanabilecek ısı, ışın, elektrik akımları, egzersiz vb. gibi fiziksel ajan ve tekniklerin kullanıldığı tedavi yöntemleridir. Doğru kullanıldıkları takdirde oldukça etkili olmalarına karşın, istenmeyen ciddi etkiler de doğurabilirler. Bu nedenle kesinlikle doktor kontrolünde kullanılmaları gerekmektedir. Rehabilitasyon nedir? Rehabilitasyon, onarma, tamir etme, yeniden yerine koyma anlamını taşımaktadır. Hasta ve sakatların, sosyal, mesleki ve fizyolojik olarak normal yaşantısını sürdürebilmesi ve maksimal potansiyelini kazanabilmesi için yapılan çalışmalardır. Bir başka deyişle hasta ve sakatların, fiziksel, mental, sosyal ve ekonomik bağımsızlığını kazandırmak için yapılan tedavi ve uygulamalardır Fizik Tedavi Uzmanı Kimdir ve Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanlığı Nedir? Fizik tedavi uzmanı fiziyatrist fiziksel tıp ve rehabilitasyon branşında uzmanlık öğrenimi almış hekimdir. Fizik tedavi uzmanı olabilmek için 6 yıllık tıp eğitiminden sonra 4 yıllık fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanlık eğitimi almak gerekir. Bu uzmanlık eğitimi neredeyse tüm tıp fakültelerinde, devlet ve SSK hastanelerinde verilmektedir. FTR hekimleri, tüm ilaç tedavileri yanında hastalarına fiziksel tedavi yöntemlerini de egzersiz, fizik tedavi ajanları, vb. sunan, aynı zamanda onları rehabilite ederek yaşam kalitelerini yükseltmeyi amaçlayan ve böylece kas-iskelet sistemi tutulumlarına tüm sebep ve sonuçları ile bir bütün olarak yaklaşan tek hekim grubudur. Fizik Tedavi Uygulamaları Fizik tedavi uygulamalarını şu alt başlıklarda toplayabiliriz. 1. Termoterapi Sıcak uygulamalar ile tedavi ♦ Yüzeyel ısı uygulamaları • Sıcak paketler • Parafin banyosu • Kızılötesi infra-red ışınlar • Helioterapi güneş ışınları ile tedavi ♦ Derin ısı uygulamaları • Kısa ve mikro dalga tedavileri yüksek frekanslı elektrik akımları • Ultrason tedavileri yüksek frekanslı ses titreşimleri 2. Kriyoterapi Soğuk uygulamalar ile tedavi • Soğuk paketler • Soğuk kompres • Soğutucu spreyler • Buz torbaları • Buz masajı 3. Hidroterapi Su ile tedavi • Lokal uygulamalar Sıcak su, kontrast banyo, whirlpool girdap banyoları • Genel uygulamalar Sıcak su küveti, kaplıca, talassoterapi deniz suyu ile tedavi 4. Kaplıca tedavisi • Kaplıca suyu ile banyo tedavileri • Kaplıca suyunu içme şeklinde, “içmece” tedavileri • Çamur banyoları fangoterapi • Su içi egzersizler ile tedavi • İnhalasyon solumatedavileri 5. Elektroterapi Elektrik akımları ile tedavi • Doğru akımlar • Alternatif akımlar - Alçak frekanslı akımlar faradik, sinuzoidal, eksponansiyel akımlar - Orta frekanslı akımlar girişimsel-interferansiyel akımlar - Yüksek frekanslı akımlar kısa ve mikro dalga tedavileri 6. Fototerapi Işın uygulamaları ile tedavi • Ultraviyole uygulamaları • Lazer tedavileri 7. Mekanoterapi Mekanik yöntemlerle tedavi • Traksiyon aletle bel-boyun çekme tedavileri • Masaj • Manipulasyon • CPM sürekli pasif hareket ettirme cihazı uygulamaları • İzokinetik test ve rehabilitasyon sistemleri • Aralıklı pnömotik kompresyon cihazı uygulamaları 8. Tedavi edici egzersiz uygulamaları 9. Fizik yöntemlerle ilaç tedavisi • İyontoforezis elektrik akımları vasıtasıyla vücuda bazı ilaçları uygulama • Fonoforezis ultrasonik ses titreşimleri vasıtasıyla vücuda bazı ilaçları uygulama HASTANEMİZDE FİZİK TEDAVİ MERKEZİ'NDEKİ UYGULAMALARIMIZ İnsan ömrünün uzaması ile artan eklem rahatsızlıkları, kaza ve travma sonucu gelişen kırık şekilleri, bazı konjenital hastalıklar fizik tedavi ve rehabilitasyonun önemini artırmaktadır. Hastanemizin tam donanımlı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ünitesi, yatan ve ayakta tedavi gören hastalara hizmet verir. Yoğun bir Kardiyovasküler Cerrahi Servisi'ne sahip hastanemizde, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon tedavinin vazgeçilmez bir tamamlayıcısıdır. Benzer şekilde hastanemizde yoğun olarak yapılan eklem protezi ve artroskopik bağ tamiri ameliyatları öncesi ve sonrası hastalar fizyoterapist gözetiminde rehabilite edilir. Kısa dalga, ultrason, cold pack, hot pack, vakum interferance, tens, diadinamik akımlar, infraruj, elektrik stimulasyonu, traksiyon, diz CPM continuos passive motion, parafin, masaj, galvanik akım ve aletli egzersiz programları fizik tedavi uzmanının muayenesi sonrasında fizyoterapistler tarafından uygulanır. Ünitemizde tedavi edilen hastalıklar ve hasta gruplarından bazıları Bel - boyun fıtığı tedavileri / Felçli hastaların rehabilitasyonu / Menisküs tedavisi / Diz - kalça protezi takılan hastaların rehabilitasyonuBağ tamiri öncesi ve sonrası rehabilitasyon / El rehabilitasyonu / Akut travma sonucu meydana gelen bozuklukların rehabilitasyonuArtroz kireçlenme tedavisi / Romatizmal ve dejeneratif hastalıkların tedavisi / Yüz felci rehabilitasyonu / Spor yaralanmaları sonrası rehabilitasyon / MS rehabilitasyonu / Parkinson rehabilitasyonu / Omurilik felçli hastaların rehabilitasyonu / Kırık rehabilitasyonu / Skolyoz rehabilitasyonu Telefon 50 00 5487 e – randevu Güncelleme Tarihi 8/4/2022 83130 AM
Fizik tedavi merkezleri, kas iskelet sistemi veya sinir sisteminde ki hasarların teşhis ve tedavisinin yapıldığı sağlık kuruluşlarıdır. Birçok fizik tedavi ve rehabilitasyon alması gereken hasta bu merkezlerde gerekli tedavileri almaktadır. Bu merkezlerde 4 yıllık fakülteleri bitirmiş fizyoterapist uzmanları ve rehabilitasyon bazı hastalıkların direk teşhis ve tedavisini yaparken bazı hastalıkların sebep olduğu hasarların iyileştirilmesini hedeflemektedir. Tedavi merkezlerinde tedaviye uygun birçok alet ve ortam bulunmaktadır. Ortopedik kas iskelet sistemi hastalıkları, sinir sistemi hastalıkları, romatizmal hastalıklar, kronik ağrılı durumlar gibi birçok hastalığın tedavisi bu merkezlerde yapılmaktadır. Ayrıca kemik erimesi, karpal tünel sendromu, boyun bel fıtığı, kanser sonrası tedavilerde, duruş bozukluklarının kaldırılması gibi tedavilerde bu merkezlerde Anlaşmalı Fizik Tedavi MerkezleriSGK antlaşmalı hastanelerde, mevzuatta belirtilen bazı şartları sağlayan hastaların fizik tedavi ücretleri SGK tarafından karşılanmaktadır. SGK ile anlaşmalı olan özel hastanelerde ve devlet hastanelerinde fizik tedavi ücretsiz olarak alınabilmektedir. SGK tedavi masraflarını ödemektedir fakat bilinmelidir ki özel hastanelerde katkı payları tedavi gören kişi tarafından ödenmek doktor tarafından rapor yazılan hastalar en az bir bölge için 1 sene içerisinde 30 seansa kadar olan fizik tedavinin masraflarını SGK karşılamaktadır. Eğer 30 seansı geçen şekilde bir tedavi olacaksa sağlık kurul raporu gerekmektedir. Özel hastanelerde tedavilerin SGK tarafından karşılanabilmesi için rapor alındıktan sonra 15 gün içerisinde tedaviye başlanılması gerekmektedir. SGK ile antlaşmalı kurumlarda fizik tedavi şartlarını hastanın taşımadığı durumlarda hastadan tedavi ücreti Tedavi Rehabilitasyon MerkeziFizik tedavi ve rehabilitasyon merkezi, hastaların mevcut durumuna göre birçok tedavi yöntemi kullanmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardırKas ve dokuların zayıf olan bölgelerinin fiziksel aktivitelerle güçlendirilmesi egzersizleri yapılmaktadır. Duruş bozukluklarından kaynaklı ağrıların giderilmesi ve solunum egzersizleri veya kas güçsüzlüğünü ortadan kaldırmak amacıyla alçak elektrik akımı kullanılarak ödem azaltılır, kan dolaşımı artırılır, vücut fonksiyonları su küveti, kontrast banyo, deniz suyu ile tedavi ve kaplıca gibi tedavi yöntemleri fizyoterapistler ile kas spazmı, gerginlik ve ağrı gibi sorunlar olan bölgelere elle masaj yapılarak tedavi aletler kullanılarak bel ve boyun çekme hareketleri ile tedavi bölgeye soğuk ya da buzlu kompresler yapılarak hücresel aktivite hızlandırma, operasyon sonrası dokuların iyileştirilmesi, kan dolaşımını bölgeye ısı uygulamaları, ultrason tedavisi gibi yöntemler ile dokularda kan akımını arttırma, esnekliği arttırma ve ağrıyı azaltma İyi Fizik Tedavi MerkezleriEn iyi fizik tedavi merkezleri size en yakın olan, sizin hastalığınız ile ilgili ekipmanları barındıran, alanında uzman fizyoterapistlerin bulunduğu merkezlerdir. En iyi merkezi bulabilmek için öncelikli olarak internet üzerinden kısa bir araştırma yapmalısınız. Merkezin imkanlarının size uygun olup olmadığını öğrenmelisiniz ve karar verdiğiniz merkezlere giderek fizyoterapist ile bire bir görüşmelisiniz. Ayrıca tedavi edileceğiniz ortamı ve kullanılacak aletleri görmeyi talep etmelisiniz. Görüştüğünüz FTR merkezinin size uygulayacağı yöntemleri ve ortamı gördükten sonra fiyat bilgisi almayı unutmayınız. Ayrıca tercih edeceğiniz merkezin, internet sitesinden daha önce bu merkezi tercih edenlerin yorumlarını da okumayı ihmal etmemenizi Yakın Fizik Tedavi MerkeziEn önemli konulardan birisi de tedavi edileceğimiz merkezin evimize olan uzaklığıdır. Elbette merkezin kalitesi uzaklığının önüne geçen bir tercih sebebidir. En iyi merkezlerden en yakın fizik tedavi merkezi tercih edilerek zaman kaybının önüne geçilebilir ve ulaşımdan kaynaklı sıkıntılar ortadan En Yakın Fizik Tedavi MerkezleriBulunduğunuz konuma en yakın tedavi merkezlerini görebilmek için internet üzerinden konumuzu açmanızı ve aramaya fizik tedavi merkezleri yazmanızı tavsiye edebiliriz. Ya da yine konumuzu açarak bana en yakın fizik tedavi merkezleri yazabilirsiniz. Çıkan arama sonuçlarına göre size en yakın merkezleri Fizik Tedavi MerkezleriBebekler için yapılan fizik tedavi ve rehabilitasyon büyüklerinkinden farklıdır. Bebeklerin vücut yapıları, gelişimleri farklı olduğu için tedavileri oldukça özenle yapılmalıdır. Bebeğin yaşına ve hastalığına uygun tedavi yöntemleri alanında uzman hekimler tarafından yapılması gerekmektedir. Pediatrik rehabilitasyon ile anatomik veya fizyolojik yetersizlikleri olan çocukların hayatlarını daha aktif hale getirmek ve gelişimini desteklemek hedeflenmektedir. Bebek fizik tedavi merkezleri onların yaşına uygun olarak yapılmalıdır çocuğun psikolojik gelişimi göz ardı Fizik Tedavi MerkezleriÖzel tedavi merkezlerinde bazı hastalıklara özel alet ve farklı yöntemler uygulanmaktadır. Her tedavi merkezinde her yöntemin ve aletin olması beklenemez. Bazı merkezler özellikle bazı hastalıklarda farklı yöntem ve aletleri ile ön plana çıkmaktadırlar. Bu sebeple ister devlet hastanesi olsun, ister özel merkez olsun öncelikli olarak kendi tedavinize olanak tanıyan yerleri tercih etmeniz Fizik Tedavi MerkezleriYatılı merkezler bazı özel durumlu hastalar ve yaşadığı yerden uzaklık ve ulaşım sorunu olan hastalar için tercih sebebi olmaktadır. Bu sayede hastalar daha kolay ve konforlu bir şekilde ve sürekli gözetim altında olarak tedavilerine devam etmektedirler. Özellikle yatağa bağlı yaşayan hastalar ve hasta yakınları için bu tedavi merkezleri oldukça iyi bir seçenektir.
SGK fizik tedavi ücretini karşılıyor mu; özel hastanelerde fizik tedavi almak isteyen hastaların merak ettiği, önemli bir soru. Çünkü bazı hastalıkların tedavisinde fizik tedavi sürecinin önemi gerçekten çok büyük. Bu süreç düzgün bir şekilde tamamlanmadığında hastaların yitirdikleri hareket kaybı geri gelmiyor ve yaşam kaliteleri ciddi oranda düşüyor. Bu nedenle fizik tedavi süreci büyük önem taşıyor. Tabii her zaman bu tedavi için devlet hastanelerinde yer bulmak mümkün olmayabilir. Bunun yanında hastanın kolay ulaşabileceği kurumlar özel hastaneler de olabilir. SGK anlaşmalı fizik tedavi merkezleri, bahsettiğimiz durumlardan herhangi birinde hastaya büyük kolaylık sağlıyor. Peki, Sosyal Güvenlik Kurumu fizyoterapi ve rehabilitasyon konusunda nasıl imkanlar sunuyor? Hangi hastanelerde SGK’lı hastalar ücretsiz fizik tedavi alabiliyor? İşte bu yazımızda sizlere SGK fizik tedavi merkezleri hakkında konuşacağız. Ödemelerden, ücretsiz kurumlardan bahsedeceğiz. Böylece siz de aklınızdaki soruların yanıtlarını alabileceksiniz. İlk adımda yazı boyunca detaylarını paylaşacağımız konuların bir listesini çıkaralım SGK fizik tedavi ücretlerini karşılıyor mu? Devlet fizik tedavinin ne kadarını karşılıyor? SGK fizik tedavi süresi ne kadar? Devlet hastanesi fizik tedavi ücretleri ne kadar? Özel hastanelerde fizik tedavi ücretleri ne kadar? SGK anlaşmalı fizik tedavi merkezleri hangileri? Hemen ilk maddeyle yazımıza giriş yapalım. SGK fizik tedavi ücretleri aşamasında ne gibi kolaylıklar sağlıyor, ona bakalım. 1. SGK Fizik Tedavi Ücretlerini Karşılıyor mu?2. SGK Ne Zaman Fizik Tedavi Ücretini Karşılamaz?3. Devlet Hastanesi Fizik Tedavi Ücretleri Ne Kadar?4. Özel Hastanelerde Fizik Tedavi Ücretleri Ne Kadar?SGK Anlaşmalı Fizik Tedavi Merkezleri SGK Anlaşmalı Fizik tedavi Merkezleri İstanbulSGK Anlaşmalı Fizik Tedavi Merkezleri AnkaraSGK Anlaşmalı Fizik Tedavi Merkezleri İzmir 1. SGK Fizik Tedavi Ücretlerini Karşılıyor mu? SGK fizik tedavi yönetmeliği kapsamında uygun şartları sağlayan kişilerin fizik tedavi ücretlerini karşılıyor. Bu durumda hasta hem devlet hastanelerinde hem de özel hastanelerde ücretsiz fizik tedavi görebiliyor. Tabii bu durumun farklı şartları var. Ayrıca özel hastanelerde tedavi tamamen ücretsiz değil. Çünkü SGK tedavi masrafını karşılıyor ama özel hastanelerin aldığı katkı payının hasta tarafından ödenmesi gerekiyor. İlk olarak şunu söyleyelim, SGK fizik tedavi seans ücretleri ödemesi için doktor raporu istiyor. Yani hastanın fizik tedavi görmesi gerektiği noktasının bir uzman doktor tarafından raporlanması lazım. Rapor doğrultusunda en az bir bölge için 1 yıl içerisinde 30 seansa kadar uygulanan fizik tedavinin ücretleri SGK tarafından ödeniyor. Eğer hastanın 30 seanstan fazla fizik tedavi görmesi gerekiyorsa, sağlık kurulundan rapor isteniyor. Raporu düzenleyerek kurul içerisinde de en az 1 fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzman hekiminin yer alması şart. Yalnız bu rapor bir önceki maddede belirttiğimiz doktor raporu ile karıştırılmasın. 30 güne kadar olan tedavilerde yalnızca tek bir uzmanın tedavi olarak bu yöntemi belirtmesi yeterli. Fakat burada bahsedilen, sağlık kurulu yani heyet raporu. Bu raporla da 1 yıl içerisinde en fazla 60 seans fizik tedavinin ücreti ödeniyor. Hastanın 60 seanstan fazla fizik tedavi uygulamasına ihtiyacı varsa, heyet raporunun süresine bakılıyor. Bu nedenle bu süreçte biten raporun yenilenmesi gerekiyor. Eğer rapor konusunda sorun olmazsa, 60 seans üstüne de SGK fizik tedavi ücretleri için ödeme yapıyor. Bunun yanında engelli vatandaşların ömür boyu fizik tedavi alması gerektiği raporlandığında, tüm fizik tedavi seansları SGK tarafından ödeniyor. Gördüğünüz gibi SGK fizik tedaviyi karşılıyor. Ama rapor lazım. Bu raporla ilgili de birkaç bilgi verelim SGK’nin fizik tedavi ücretinizi ödemesini istiyorsanız, rapor düzenlendikten sonra 15 gün içerisinde tedaviye başlamanız gerekiyor. Aksi halde rapor geçerliliğini yitiriyor. Bunun yanında SGK ödeme noktasında tedaviye katılıma da bakıyor. Eğer adınıza düzenlenen fizik tedavi seanslarına 5 defa üst üste gitmezseniz, raporunuz geçerliliğini yitiriyor. Yani SGK o noktadan sonra ödeme yapmıyor. Bu durumda yeniden rapor çıkarmanız gerekiyor. Tüm bunların yanında şunu da belirtelim. SGK doktor raporu ile gerekliliği sunulduğunda kaplıca tedavisi için de ödeme yapıyor. Yılda 2 defa görülen kaplıca tedavisinin ücreti SGK tarafından ödeniyor. SGK’nın fizik tedavi ücretlerini karşılaması noktasını açıkladık. Şimdi hangi durumlarda SGK karşılamıyor, ona bakalım. 2. SGK Ne Zaman Fizik Tedavi Ücretini Karşılamaz? Sosyal Güvenlik Kurumu çoğu durumda fizik tedavi ücretlerini karşılıyor. Ama tabii istisnalar da var. Şimdi onlara bakalım Eğer sigortalı ya da emekli değilseniz ya da yeşil kartlı olmamanıza rağmen GSS primlerinizi yatırmıyorsanız; SGK’dan faydalanamazsınız. Zaten bu saydıklarımız sizin sigortalı olmadığınız anlamına geliyor. Bu durumda elbette SGK sizin adınıza herhangi bir tedavinin ücretini ödemiyor. SGK’nın rapor konusuna önem verdiğini bir önceki bölümde söylemiştik. Eğer raporda bir usulsüzlük varsa ya da tedaviye zamanında başlanmazsa, SGK ödeme yapmıyor. Biten rapor yenilenene kadar fizik tedavi ücretleri SGK tarafından karşılanmıyor. Aynı gün içerisinde alınan ikinci fizik tedavi seansı da SGK tarafından ödenmiyor. Seansların ayrı günlerde düzenlenmesi gerekiyor. Kimlerin SGK’dan faydalanamayacağını da öğrenmiş olduk. Şimdi herhangi bir sağlık güvencesi olmayan kişilerin devlet hastanelerinde ödemesi gereken fizik tedavi seans ücretleri üzerine konuşalım. 3. Devlet Hastanesi Fizik Tedavi Ücretleri Ne Kadar? Herhangi bir sağlık güvencesi, SGK’sı olmayan kişiler devlet hastanelerinden hizmet almak için ödeme yapmak zorundadır. Bunun yanında bir önceki bölümde bahsedilen durumlar sebebiyle fizik tedavi ücreti SGK tarafından ödenmeyen kişilerin de devlet hastanesinde gördükleri tedavinin masraflarını kendilerinin karşılaması gerekir. Bu noktada fiyatlar uygulamaya göre değişiyor. Ardından fizik tedavi uygulamasının seansına göre ödeme yapılıyor. Şimdi de SGK olmadan özel hastanelerde fizik tedaviye ne kadar para veriliyor, ona bakalım. 4. Özel Hastanelerde Fizik Tedavi Ücretleri Ne Kadar? Özel hastanelerde fizik tedavi ücreti değişken. Çünkü bildiğiniz gibi her hastanenin kendi fiyat politikası var. Bu nedenle de fizik tedavi seans ücretleri hastaneden hastaneye değişiyor. Hastanenin konumu, büyüklüğü, bilinirliği gibi etmenler fiyatlar üzerinde etkili oluyor. Fakat biz sizlerle ortalama meblağları paylaşacağız. Böylece en azından özel hastane fizik tedavi ücretleri hakkında fikir sahibi olabilirsiniz. Ama en sağlıklı bilgiyi hastaneyle görüşerek edinebilirsiniz. 2022 yılı için ortalama ücretler şu şekilde Doktor muayenesi 150 – 250 TL Fizik tedavi seans başına 90 – 180 TL Fizyoterapi seans başına 170 – 350 TL Fiyatlar bu şekilde. Tabii eğer evde fizik tedavi hizmeti alacak olursanız ücretlendirme de ona göre değişiyor. Aynı şekilde hastanın yatış sırasında fizik tedavi alması durumunda bir de yatak ücreti ekleniyor. Yani durum tamamen tedavinin akışına göre değişiklik gösteriyor diyebiliriz. Özel hastanelerin ücretlerini paylaştık. Şimdi bu ücretleri ödemeden yalnızca katkı payı ödeyerek fizik tedavi görebileceğiniz SGK anlaşmalı hastanelerden bahsedelim. SGK Anlaşmalı Fizik Tedavi Merkezleri Her şehirde mutlaka SGK anlaşmalı bir özet hastane bulunur. Bu hastanelerin birçoğunda da fizik tedavi ücretleri SGK tarafından ödenir. Biz şimdi 3 büyük şehir için birkaç hastane ismi paylaşacağız. Siz diğer hastaneler için sitemizde yer alan yazıları inceleyebilirsiniz. SGK Anlaşmalı Fizik tedavi Merkezleri İstanbul Medikal Park Hastaneleri Marmara Fizik Tedavi Ataşehir Fizik Tedavi NP İstanbul Kolan Hastanesi İstanbul’da Bulunan SGK Anlaşmalı Özel Hastaneler SGK Anlaşmalı Fizik Tedavi Merkezleri Ankara Aktif Yaşam Fizik Tedavi Medoran Fizik Tedavi Sıla Fizik Tedavi FizyoCare Fizik Tedavi Kuantum Fizik Tedavi Ankara’da Bulunan SGK Anlaşmalı Özel Hastaneler SGK Anlaşmalı Fizik Tedavi Merkezleri İzmir Özel Egem Fizik Tedavi Özel Atafizik Fizik Tedavi Medical Park hastaneleri İzmir’de Bulunan SGK Anlaşmalı Özel Hastaneler Sizlere SGK fizik tedavi ödemeleri ile ilgili tüm bilgileri sunduk. Şimdi konuştuklarımızın kısa bir özetini yapalım SGK belirli şartlar sağlandığında fizik tedavi ücretlerini karşılar. Anlaşmalı özel hastanelerde tedavi ücreti SGK tarafından ödenir. Ama hastane fark ücretini hasta karşılar. Fizik tedavi seans ücretlerinin SGK tarafından ödenmesi durumu düzenlenen rapora bağlıdır. 30 seansa kadar yapılan fizik tedavide tek bir doktorun tedaviyi uygun bulması yeterlidir. 30 seans üzerinde heyet raporu istenir. Verilen rapora göre seans sayısı 60’ı geçebilir. Rapor bittiğinde ya da düzenlenen rapor üzerinden 15 gün geçmesine rağmen tedaviye başlanmadığında SGK masrafları karşılamaz. SGK yılda 2 defaya kadar kaplıca tedavisini de karşılar. Siz SGK’nın fizik tedavi ücretleri için yaptığı ödemeleri yeterli buluyor musunuz? Sizce şartlar uygun mu yoksa genişletilmeli mi? Görüşlerinizi yazının altında yer alan yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz. Herhangi bir yazının altındaki yorum alanını ya da iletişim sayfamızı kullanarak bizlere ulaşabilirsiniz. Yazılarımızdan yayınlandıkları anda haberdar olmak isterseniz Facebook sayfamızı takip edebilirsiniz. SGK Diş Tedavisi, İmplant İşlemlerini Karşılıyor mu? SGK Özel Hastanede Doğumu Karşılıyor mu? SGK Kök Hücre Tedavisini Karşılıyor mu? SGK Hastane Randevusu Nasıl Alınır? Yazımızı Puanlamak İster misiniz ?
kaplıca ve fizik tedavi merkezleri