Tümbu kuralları anlamanıza ve çok iyi telaffuz elde etmenize yardımcı olmak için bir dizi video hazırladık: İngilizce telaffuzunuzu geliştirin. Alfabe Alfabe Latin alfabesinden 26 harften oluşur. Sizi, aşağıdaki bağlantıyı tıklayarak harflerin telaffuzunu dinlemeye davet ediyoruz: Sesli İngilizce alfabe.
1. İngilizce Günlük Konuşma Diyalogları! İşe temel ihtiyaçlarımızı karşılamakla başlamalıyız. İnsanlar sosyal varlıklardır ve bu nedenle tanışma, selamlaşma gibi İngilizce günlük konuşma diyalogları kurabilmek bizim için önemlidir. Kolay telaffuz edilen ve akılda kalan cümle kalıpları ile insanlarla güçlü
EnglishHouse bunun bilincinde olarak velilerimizi ve öğrencilerimizi bu konuda aydınlatmayı bir görev bilir. Öğrencilerimizin kendilerini mesleki,akademik ve hayatın tüm alanlarında İngilizceyi en üst düzeyde. öğrenen ve kullanan bireyler olması için dil öğretim sürecini kavramaya ve emeklerini ortaya koymaya davet eder.
StoryboardThat size daha doğal konuşmalar oluşturmak için görsel senaryolar yaratma fırsatı sunar. Diyaloğu metin satırı olarak yazmak yerine, diyalogun içeriğini anlamaya çalışın. Konuşmada her zaman yazılı iletişimde görünmeyen, argo, konuşma ifadeleri, itirazlar, acil cevaplar, kesintiler ve daha fazlası gibi birçok
Kalıplaşmış kelimeler, deyimler. Temmuz 12, 2014. Her dil bazı kalıplaşmış kelimeleri ve deyimleri kullanır. İngilizce öğrenirken bu tür kelimeleri, deyimleri, kullanıldıkları toplumsal ortamlara göre öğreneceksiniz. “Dikkat edin bu kelime ve deyimleri Türkçeye birebir kelime, kelime aynı çevirirseniz hata edersiniz.”.
AU PAIR PROGRAMI. İngiltere'de İngilizce öğrenmenin en ekonomik yolu au pair programıdır. Belirli sorumlulukları yerine getirmeniz karşılığında barınma, beslenme vb temel ihtiyaçlarınız aile tarafından karşılanacak ve cep harçlığı alacaksınız. Ancak bunların dışında au pair programının size başka katkıları da
Rrf7. Dünya üzerinde hemen hemen her ülkede olduğu gibi Türkiye’de de ana dilimizden sonra en yaygın bilinen ve kullanılan dil hiç şüphesiz İngilizce. Siz de bu dili anlıyor ama konuşamıyor musunuz? Yalnız değilsiniz, çoğumuzun dil düzeyi tam da bu seviyede. Ancak merak etmeyin, temel İngilizce konuşma diyalogları ile pratik yaparak konuşma becerinizi geliştirmeye başlayabilirsiniz. Evet, birkaç diyalog kurmayı öğrenmekle sular seller gibi konuşamayacaksınız. Ancak yine de şirkete gelen yabancı ziyaretçilerle ya da seyahate çıktığınızda resepsiyonist ile anlaşabilir, restoranda dilediğiniz yemeği sipariş verebilir ve günü kurtarabilirsiniz! 1. İngilizce Günlük Konuşma Diyalogları! İşe temel ihtiyaçlarımızı karşılamakla başlamalıyız. İnsanlar sosyal varlıklardır ve bu nedenle tanışma, selamlaşma gibi İngilizce günlük konuşma diyalogları kurabilmek bizim için önemlidir. Kolay telaffuz edilen ve akılda kalan cümle kalıpları ile insanlarla güçlü bağlar kurabilir, sıkı dostlukların ya da kuvvetli iş ortaklıklarının temelini atabilirsiniz. Hi, my name is Ezgi. What is your name? Merhaba, benim adım Ezgi. Senin adın ne? Hello, I’m Alvino. Nice to meet you. Merhaba, ben Alvino. Tanıştığıma memnun oldum. Me too. I’m from İstanbul. Where are you from? Ben de. Ben İstanbulluyum. Sen nerelisin? I’m from Madrid, but I live in Germany. Madridliyim fakat Almanya’da yaşıyorum. Why are you here? Do you study or work? Neden buradasın? Okuyor ya da çalışıyor musun? I work in a company as an engineer. Bir şirkette mühendis olarak çalışıyorum. That’s really good. Please call me if you need any help. Çok güzel. Yardıma ihtiyacınız olursa lütfen beni arayın. Oh really? That would be good. Gerçekten mi? Çok iyi olur. This is my phone number. Bu benim telefon numaram. Thank you so much. Çok teşekkür ederim. See you later. Sonra görüşürüz. Goodbye. Güle güle. 2. Hastanede İhtiyaç Duyabileceğiniz Cümleler Kaza geliyorum demez, gelir! Bu gerçekten yola çıkarsak yabancı bir ülkedeyken küçük bir kaza geçirmemiz, hastalanmamız ya da ülkemize gelmiş yabancı uyruklu birinin tıbbi müdahaleye ihtiyaç duyması olası bir durumdur. Böyle durumlarda karşınızdaki ile iletişim halinde olabilmek için İngilizce konuşma diyalogları kurabilmek hayat kurtarabilir. You are not looking good. What is the trouble with you? İyi görünmüyorsun. Sorunun ne? I have a bad backache. Kötü bir bel ağrım var. You should go to a hospital. Can you walk up to the car? Bir hastaneye gitmelisin. Arabaya kadar yürüyebilir misin? No, it hurts a lot! Hayır, çok canım acıyor! I will call an ambulance. Bir ambulans çağıracağım. Ok, thank you. Tamam, teşekkür ederim. Do you have health insurance? Sağlık sigortan var mı? Yes, I have. So we can go to any hospital. Evet, var. Bu yüzden herhangi bir hastaneye gidebiliriz. 3. Yolculuk Esnasında Kaybolmamak İçin Basit İngilizce Diyaloglar Dünyayı gezerek yeni ülkeler görmek büyük-küçük, genç-yaşlı herkes gibi sizin de mi hayaliniz? Ancak oralara gittiğinizde nasıl gezeceğiniz, turistik yerlere nasıl ulaşacağınız veya otelin yolunu bulup bulamayacağınız konusunda duyduğunuz haklı endişeler sizi o adımı atmaya zorluyor mu? Cesaretinizi kırmayın, basit İngilizce diyaloglar öğrenerek bir turist haritasıyla başardıklarınıza siz bile şaşıracaksınız! Sorry, could you help me go to the airport, please? Pardon, havaalanına gitmeme yardım eder misiniz? Yes, sure. How can I help you? Elbette. Size nasıl yardımcı olabilirim? I have to be at the airport at Should I go by train or taxi? 1230’da havaalanında olmalıyım. Tren mi yoksa taksi ile mi gitmeliyim? The airport is very close. You can go by bus. Havaalanı buraya çok yakın. Otobüsle gidebilirsiniz. Could you tell me how to get to the bus station, please? Bana otobüs durağına nasıl gideceğimi söyler misiniz lütfen? You should walk straight for 200 m and then turn left on the first street. The bus station is across the hospital. 200 metre düz yürümeli ve sonra ilk sola dönmelisiniz. Otobüs durağı hastanenin karşısında. Thank you so much. Çok teşekkür ederim You’re welcome. Rica ederim. 4. Otel Rezervasyonu Yaptırabilmek Şart Eğlenceli bir seyahat için önünüzde hiçbir engel yok. Birileriyle tanıştınız, yol tarifi aldınız ve oteli buldunuz. Sırada ise otel rezervasyonunu yaptırmak var. Kurmanız gereken diyalog İngilizce ise ve siz konuya çok da hakim değilseniz, günün sonunda en yakın arkadaşınızla aynı yatağı paylaşmak zorunda kalabilirsiniz! Hello! How can I help you? Merhaba! Size nasıl yardımcı olabilirim? Hello, I would like to book a room, please. Merhaba, bir oda rezervasyonu yaptırmak istiyorum. How long will you be staying? Ne kadar kalacaksınız? Five nights. Beş gece. What kind of room would you like, sir? Ne tür bir oda istersiniz efendim? A room with two single beds, please. I would appreciate it if you could give me a room with a view over the sea. 2 tek yataklı bir oda lütfen. Deniz manzaralı bir oda verebilirseniz memnun olurum. Would you like breakfast? Kahvaltı ister miydiniz? Yes, please. Evet lütfen. How much is it per night? Geceliği ne kadar? 100 dollars. 100 dolar. Who are you booking for? Kim için rezervasyon yapıyorsunuz? Ahmet YILMAZ and Erdem GÜNER. Ahmet YILMAZ ve Erdem GÜNER. The reservation is done. Have a good holiday. Rezervasyon yapıldı. İyi tatiller. Thank you so much. Çok teşekkür ederim. Yabancı bir lisanı biliyorum diyebilmek için o dili yazılı kaynaklardan okuyabilmek ve okuduğunu anlamak yeterli değildir. Sosyal varlık olan biz insanların gerektiğinde tanışmak, selamlaşmak, adres sormak gibi birçok durum için karşılıklı konuşması gerekecektir. Temel bilgileri içeren İngilizce konuşma diyalogları ile sosyalleşebilir, hatta hiç bilmediğiniz bir ülkede kimseye ihtiyaç duymadan tatilinizi yapabilirsiniz. Peki bu kadarı tüm ihtiyaçlarınızı gidermek için yeterli mi? Yabancı bir ülkeye tatile gittiğinizde daha çok keyif almak veya iş için yabancı birileri ile tanıştığınızda onları etkileyebilmek için bu okuduğunuz diyalogdaki cümlelerden çok daha fazlasına ihtiyaç duyacaksınız. Siz de İngilizceyi hiç zorlanmadan akıcı bir şekilde konuşmak istiyorsanız doğru adres Cambly! Siz de ana dili İngilizce olan eğitmenlerle online konuşma pratiği yaparak yabancı dili en doğal ve akıcı haliyle öğrenebilirsiniz. Cambly üzerinden “blog100” kodu ile 10 dakikalık ücretsiz konuşma dersi alın ve bu kadar kısa sürede bile ne kadar çok şey öğrenebileceğinizi kendiniz görün!
ENGLISH A Hey, you're in my English class! B Yes, I am. A Did you buy the textbook yet? B No, it's really expensive. A How much is it? B The original price is over 200 TL. A We could buy it from a former student. B We could also buy the used version. A That is a great idea! B I will give you the website to buy used books. A Thank you so much. B No problem at all. TURKISH A Hey, İngilizce dersimdesin! B Evet, öyleyim. A Ders kitabını aldın mı? B Hayır, gerçekten çok pahalı. A Ne kadar? B Orijinal fiyat 200 TLyi aşıyor. A Eski bir öğrenciden alabiliriz. B Kullanılmış versiyonu da alabiliriz. A Bu harika bir fikir! B Kullanılmış kitapları alacak web sitesini vereceğim. A Çok teşekkür ederim. B Sorun değil. < Önceki
The birthday party - Doğum Günü Partisi İngilizce Diyaloglar bölümümüzün bu sayfasında, Doğum günü partisinde kullanılabilecek, çeşitli diyaloglar ve Türkçe anlamları aşağıda verilmektedir. Bill My birthday will be coming up soon, won’t it Mum? Bill Doğum günüm yaklaşıyor, değil mi anneciğim? Mother Yes, of course..... Anne Evet, tabi....... Bill Only..... Bill Sadece..... Mother You’d like to have a party for your friends? Anne Arkadaşların için bir parti mi vermek istiyorsun? Bill Yes, mum, like last year. Bill Evet, anneciğim, geçen yılki gibi. Mother Well, why not? Anne Şey, neden olmasın? Bill Thanks. Bill Teşekkürler. Mother How many guests are you going to invite? Anne Kaç konuk davet edeceksin? Bill Not many, just my speacial friends. Twelve or fifteen that’s all. Bill Fazla değil, yalnız özel arkadaşlarım. Oniki veya onbeş kişi hepsi o kadar. Mother I’ve got one request. Can you make sure you don’t make as much noise as last year. Remember we got a lot of complaints from the neighbours after last years party. Anne Bir ricam var. Geçen yılki kadar gürültü yapmayacağınızdan emin olabilir misin? Geçen yılki partiden sonra komşulardan pek çok şikâyet aldığımızı hatırla. Bill No, that was Peter’s fault. He kept turning up the volume, remember? Bill Hayır, o Peter’in hatasıydı. Sesi devamlı açtı, hatırladın mı? Mother How can I forget! Anne Nasıl unutabilirim ki! Bill But he won’t be coming this year. He’s going to be in Switzerland. Anyway, it’s going to be a smaller party. Bill Fakat o, bu yıl gelmeyecek. İsviçre’de bulunacak. Her neyse, daha küçük bir parti olacak. Mother If you like we can sit down tomorrow evening and make a list of what food and nibbles and things you’re going to need. Anne Eğer istersen, yarın akşam oturup ihtiyacınız olacak olan yiyecek, kanepe ve eşyaların bir listesini yapabiliriz. Bill We’re going to need you mean - You and dad are going to come as well, aren’t you? Bill Bizim ihtiyacımız olacak olan, demek istedin - sen ve babam da geleceksiniz değil mi? Mother Well............ I suppose so. If we’re invited, that is. Anne Şey, öyle umarım, Eğer davet edildiysek, öyle olsun. Faydalı olabilecek diğer bazı konu başlıklarımız İngilizce Türkçe Çeviri Present Perfect Tense İngilizce Mektup Diğer diyalogları ve tüm konularımızı İngilizce Konu Listesi sayfamızda bulabilirsiniz
Önceki yazımızda ingilizce tanışma diyaloguna yer vermiştir. Bu yazıda yaygın kullanılan ingilizce tanışma cümlelerine yer vereceğiz. İngilizce Tanışma Cümleleri What is your name? – Adınız nedir? My name is Deniz. – Benim adım Deniz’dir. I am glad we met. – Tanıştığımıza memnun oldum. Me too! – Ben de! How are you? – Nasılsınız? I am fine , thank you. How are you? – İyiyim, teşekkürler. Siz nasılsınız? I am also well, thank you. – Ben de iyiyim, teşekkürler. What is your wife’s name? – Eşinizin karınızın adı nedir? My wife’s name is Elif. – Eşimin adı Elif. What is your son’s name? – Oğlunuzun adı nedir? My son’s name is Ali. – Oğlumun adı Ali. What is your daughter’s name? – Kızınızın adı nedir? My daughter’s name is Canan. Kızımın adı Canan’dır. Where are you from? – Nerelisiniz? I am Turkish. I am coming from Izmir. – Türküm, İzmir’den geliyorum. Where are you staying? – Nerede kalıyorsunuz? I am staying at the Hotel. – Otelde kalıyorum. May I have your phone number please? – Telefon numaranızı alabilir miyim? Sure. My number is 43256789. – Tabii ki. Telefon numaram 43256789. Goodbye! – Hoşçakalın! Good morning! – Günaydın! Good evening! – İyi akşamlar Good night! – İyi geceler! See you later! – Tekrar görüşmek üzere!
By Last updated February 1, 2019 Günlük İngilizce Diyaloglar Konuşma Sanatında Ustalaşmanı Sağlayacak 9 Bileşen Whatsapp me the time, would you? Gonna. In a jiffy. İngilizce konuşurken söylediklerin kulağa böyle mi geliyor? Belki öyle değil ama diğerlerinin böyle konuşabileceğini bilmelisin. Ve aralarında anadili İngilizce olanlar da bulunur. İngiltere’de geçirdiğim ilke senelerde “How’s it going?” ve “What’s up?” gibi selamlama tümceleri duyduğumda aklım karışıyordu. Kimse bir sohbete “How do you do?” diyerek başlamıyordu—ki bu, kendi ülkemde İngilizce derslerinde tekrar tekrar ezberletilen bir soru cümlesiydi. Anadilini konuşan İngilizlerin günlük İngilizce diyaloglar kurarken neredeyse tamamen farklı bir dil kullandıklarını öğrendim. Rahat bir ortamdaki konuşma İngilizcesinin bileşenlerini araştırarak günlük İngilizce diyaloglar ile resmi İngilizce arasındaki farkı tartışacağız. Bu bileşenlerin neler olduğunu gördükten sonra onları öğrenmeye başlayabilir ve konuşmalarında kullanabilirsin. Download This blog post is available as a convenient and portable PDF that you can take anywhere. Click here to get a copy. Download Günlük İngilizce Diyaloglar Kurma Alıştırması için İnternetteki Kaynaklar Bu bileşenleri ezberlemek için en etkili strateji öğrendiğin şeyleri tekrar etmektir. Bu makalede okuduklarını anadili İngilizce olan kişilerle gerçek sohbetlerde kullanmayı dene. Eğer İngilizce konuşulan bir ülkede yaşamıyorsan, internetteki dil değişimi platformlarını ve podcast’leri kullanarak da alıştırma yapabilirsin. Bazı podcast’ler anadilini konuşan kişilerin günlük hayatta nasıl konuştuklarını görmenin mükemmel bir yoludur ve dil değişimi uygulamaları da sana bunu kendin yapma fırsatını verir. Tandem Bu uygulama sayesinde anadili İngilizce olan kişilerin yanı sıra diğer dilleri konuşanlarla da sohbet etme fırsatı bulur, onlarla videolu ya da metin mesajlaşma ile evinin rahatlığında sohbet edebilirsin. Ayrıca, üç milyondan daha fazla üyesi olan Tandem topluluğuna katılabilir ve sosyalleşebilirsin. italki italki üzerinde ücretsiz dil değişimine katılabileceğin gibi sertifikalı öğretmenlerden dersler alabilir ya da özel hocalarla ücretli konuşmalar yapabilirsin. italki entegre sesli ve videolu sohbet, kolay ders ya da konuşma programlama ve pek çok diğer araç sunuyor. How Stuff Works Stuff You Should Know Bu podcast, merakını tatmin edecek geniş bir arşive sahiptir. Charles Bryant ve Josh Clark nükleer adli tıp ve narsistlik gibi karmaşık konuları anlaşılması kolay bir şekilde anlatmakta büyük bir yeteneğe sahiptir. Yapmış oldukları rahat sohbetler günlük İngilizce konuşmalar dinlemek için ideal bir kaynak meydana getirmektedir. Another Round Bu BuzzFeed podcast’te Tracy Clayton ve Heben Nigatu konukları ve birbirleriyle her türlü konu hakkında sohbet eder. Yaptıkları sohbetler ırk ayrımcılığı ve cinsiyet ayrımcılığı gibi ciddi konulardan yılbaşından önce hayatımızda değiştirmeye karar verdiğimiz şeylerden moda tavsiyelerine neşeli konuları ele almaktadır. Takındıkları gayriresmi tavır ve şakalaşmaları mutlaka duymak isteyeceksin. Günlük İngilizce diyaloglar sırasında konuşmacılar rahat bir dil kullanır. Sözcük seçimleri ve ifade tarzları genellikle resmi yazılı belgeler ve iş toplantıları ve sunumlar gibi mesleki ortamda konuşulan dilden çok farklıdır. İngilizce öğrenenler, anadili İngilizce olan kişilerin günlük konuşmalarda şunları sık sık kullandığını görecektir 1. Argo sözcükler Bunlar günlük olmanın da ötesinde rahat olan ve yazılı konuşmalarda nadiren kullanılan sözcük ve deyimlerdir. Argo genellikle insan toplulukları, bölgeler, meslekler veya yaş gruplarına göre farklılıklar gösterir. Bazen de sosyal medyada öğrenebileceğin İngilizce internet argosu gibi her bir alanın kendi içinde dahi farklılıklar gösterir. İngilizce konuşulan ülkelerde ise Amerikalıların kendi argoları ve İngilizler ve Avustralyalıların Aussies-Avustralyalıları tanımlayan bir argo sözcük kendi argosu mevcuttur. Aşağıda Amerikan argosuna bazı örnekler ve bunların anlamlarını bulacaksın. Ayrıca, İngiliz İngilizcesinde yaygın argo sözcükleri burada bulabilirsin. Dude Anlamı bir adam / bir arkadaş / bir dost Dude sözcüğü konuşmaktan olduğun kişiye hitap ederken kullanılır. Dude genel anlamda Amerikan argosudur ve bunun İngilizcedeki dengi “mate” sözcüğüdür. Örnekler Who’s Pete? — Oh, just a dude I met last week at a gathering party, get-together. Pete Kim? — Ah, geçen hafta bir toplantıda parti, buluşma tanıştığım bir arkadaş. What’s up, dude? — Couldn’t be better Naber dostum? — Daha iyi olamazdı Buck Anlamı Amerikan doları İngilizce dengi “quid” Örnekler Oh, it’s only the 20th today. I have like a few bucks left in my account. Ah, bugün daha ayın 20’si. Hesabımda sadece birkaç dolar kaldı. I’m thinking about having a garage sale to make a few quick bucks. Kısa sürede birkaç dolar kazanmak için bir garaj satışı yapmayı düşünüyorum. Zonked Anlamı çok yorgun Örnekler Man, it’s a long day. I’m zonked. Adamım, gün bitmek bilmedi. Çok yoruldum. My husband works too much. He often comes home zonked. Kocam çok çalışıyor. Sıklıkla eve çok yorgun geliyor. Sweet Anlamı iyi ya da harika bir şeyi tanımlayan bir sıfat Örnekler Here’s the bracelet you want. — Sweet! Thanks. İşte istediğin bileklik. —Harika! Teşekkürler. You should take it. It’s a sweet deal. Kabul etmelisin. Bu iyi bir anlaşma. Eğer anlamını bilmediğin bir sözcükle karşılaşırsan Urban Dictionary gibi argo kaynağı kullanarak bunun anlamını bulabilirsin. 2. Deyimler Merriam-Webster sözlüğüne göre bir deyim, “ya gramer açısından ya da içerdiği elementlerin birlikte meydana getirdiği anlamdan türetilemeyen bir anlama gelmesi bakımından özgün bir ifadedir.” Bazı deyimsel ifadeler dil öğrencilerine hiçbir anlam ifade etmese de anadili İngilizce olanlar bunları gündelik konuşmalarda sık sık kullanmaktan hiç çekinmez. İşte günlük İngilizce diyaloglar içerisinde sıklıkla karşılaştığımız deyimlerin örnekleri Take a rain check on something Anlamı bir teklifin, başka bir zamana ertelemek amacıyla kibarca reddedilmesi Örnekler Do you want to come over tonight for food? — I’ll have to take a rain check on that, but what’s about next week? Bu akşam bana yemeğe gelmek ister misin? —Bunu daha sonraya ertelemek zorundayım, önümüzdeki haftaya ne dersin? Dad, let’s go fishing this weekend. — Sorry son, I have another plan. Would you take a rain check? Baba, hadi bu hafta sonu balık tutmaya gidelim. — Üzgünüm evlat, başka bir planım var. Başka zaman gitmeye ne dersin? Get the cold shoulder Anlamı tanıdığın birisinin sana soğuk davranması Örnekler What’s up with Lucy? I’ve been getting the cold shoulder from her for a week. Lucy’nin nesi var? Bir haftadır bana soğuk davranıyor. Don’t give me the cold shoulder. Talk to me. Bana soğuk davranma. Konuş benimle. Spill the beans Anlamı gizli bir bilgiyi ifşa etmek Örnek Come on. Spill the beans. What’s the big secret? Hadi ama. Ağzındaki baklayı çıkar. Bu büyük sır ne? Go Dutch Anlamı herkesin yemek veya içeceklerden kendi payına düşeni ödemesi. Örnek Let’s go Dutch on the food. Hadi hesabı Alman usulü paylaşalım. 3. Öbek Fiiller Bir öbek fiil, bir fiil ve tipik olarak bir zarf ya da edat gibi başka bir eleman barındıran deyimsel bir ifadedir. Öbek fiiller, aynı anlama gelen daha resmi benzerlerine kıyasla günlük İngilizce diyaloglar içerisinde daha sık kullanılır. İşte bunların bazı örnekleri Find out Anlamı keşfetmek Örnek I found out about her secret too late. Onun sırrını çok geç keşfettim. Got away Anlamı kaçmak Örnek He left the door open, and one of the hamsters got away. O, kapıyı açık bıraktı ve hamster’lardan biri kaçtı. İşte bilmek isteyeceğin diğer öbek fiillerin bir listesi run into karşılaşmak, çarpışmak set off yolculuğa çıkmak, başlamak break up bir ilişkiyi bitirmek check somebody/something out bir şeye yakından bakmak 4. Yardımcı sözcükler Bir yardımcı sözcük, bir konuşmacının konuşma sırasında duraklamalarda kullandığı sözcük, ses ya da tümcedir. Bunlar “ah,” “uh,” “um” gibi görünürde bir anlamı olmayan sözcükler ya da “Let’s see” veya “Let me think” gibi tümceler olabilir. Günlük bir konuşmanın gerisi getirilmemiş düşünceler ve rastgele fikirler anlamına gelmesi nedeniyle konuşmacılar sıklıkla düşünmek ve bir şeyi netleştirmek için yardımcı sözcükler kullanır. İşte bunların bazı örnekleri Well Anlamı tipik olarak bu sözcük bir şey hakkında hala düşündüğünü gösterir ya da şüphe ifade eder Örnek Well, you could be right about that, but I think there could be another way. Eh, bu konuda haklı olabilirsin ama ben başka bir yol olabileceğini düşünüyorum. Let me think Anlamı bu, bir karar hakkında düşünmek için biraz zamana ihtiyacın olduğu anlamına gelir Örnek Tuesday? Let me think. I could do at 10 am, but I need to double check that. Salı mı? Bir düşüneyim. Sabah 10 uygun olurdu ama bunu bir daha kontrol etmeliyim. Actually Anlamı Bu sözcük sıklıkla önceki bir ifadeye karşı çıkmak için kullanılır. Örnek He’s 89. Actually, I might have been wrong. He could be 91. O 89 yaşında. Aslına bakarsan yanlış söylemiş olabilir. O 91 yaşında olabilir. 5. Kaynaşmalar Anadili İngilizce olanlar bir şeyi vurgulamak istedikleri zamanlar dışında günlük konuşmalarda neredeyse her zaman kaynaşmalar kullanır, kaynaşma iki sözcüğün iç içe geçmesidir, böylelikle I am yerine I’m, we are yerine we’re vb. kullanılır. Örnekler I’ve got two hours left. “I have” yerine-İki saatim kaldı. He’ll call you. “he will” yerine-Seni arayacak. 6. Sözcük Bağlama ve Tümce Azaltma İngilizce konuşanlar, daha hızlı konuşmak adına iki ya da üç sözcüğü bir araya getirir. İşte bunların bazı örnekleri I’m gonna eat the cake. going + to – Pastayı yiyeceğim. If you wanna go, let’s go. want + to – Gitmek istiyorsan hadi gidelim. Lemme go! let + me – Bırak da gideyim! Whassup? what + is + up – Ne var ne yok? 6. Cümle Düşüklüğü Resmi söylemlere kıyasla günlük konuşmalarda gramer kurallarına o kadar sıkı bağlı kalınmaz. Anadilini konuşan kişiler farkına varabileceğin sıklıkta bazı İngilizce gramer kurallarını ihlal eder. Doğru bir cümlede bir özne ve bir de fiil olması gerekir. Günlük konuşmalarda, cümle düşüklükleri ya da hem bir öznesi hem de bir fiili olmayan cümleler kabul edilebilir. Takip eden örneklerde önce günlük konuşma örneğini sonra da aynı cümlenin resmi halini bulacaksın Do you eat meat? Et yer misin? — Not really Pek sayılmaz. “I don’t really eat meat” Et yemiyorum yerine. Fancy a beer? Bir biraya ne dersin? — Maybe in a bit. Belki daha sonra “Maybe I’ll have one in a bit” Belki daha sonra bir tane içerim yerine. 7. Bir Cümlenin Edat ile Sonlanması Yaygın kullanılan kurala göre bir cümle bir edat ile, yani tipik olarak bir isim ya da zamirden önce kullanılan bir sözcükle with, by, up, down, vb. sonlanmamalıdır. Bu da şunun gibi bir cümleye çok sık rastlamayacağın anlamına gelir “The child cried when she was taken away from her new friend whom she was already bond with.”Çocuk, şimdiden bir bağ kurmuş olduğu yeni arkadaşının yanından alındığı zaman ağladı. Bununla birlikte, anadili İngilizce olanlar günlük konuşmalarda bu kuralı pek ciddiye almıyorlarmış gibi görünür. Şunun gibi cümlelerle her zaman karşılaşırsın Where could I plug this in? Bunu nereye takabilirim? Which images should I look at? Hnagi resme bakmalıyım? Let me find a mat to put my plate on. İzninle tabağımı üzerine koyacak bir altlık bulayım. 9. Çift Olumsuz Cümleler Yazarken ya da resmi bir konuşma sırasında bir iş toplantısı gibi çift olumsuz cümleler, bir cümlede iki olumsuz bileşen kullanılması hoş görülmez. Bununla birlikte, günlük İngilizce konuşmalarda bunun kullanıldığını bazen duyabilirsin. Şu örneklere bir göz at I don’t want no part in this. Bununla hiçbir ilişkim olsun istemiyorum. She didn’t have nothing to do with the broken glass. Onun kırılan camla hiçbir ilgisi yoktu. Günlük İngilizce diyaloglar, konuşmacıların seçtikleri sözcükler ve ifadeler ve cümlelerinin ögelerini nasıl bir araya getirdikleri bakımından farklılık gösterir. Anadilini konuşuyormuş gibi doğal bir şekilde konuşmana yardımcı olacak günlük konuşmaların bileşenlerini öğren. Bu gönderiyi beğendiyseniz içimden bir his FluentU'ya bayılacağınızı söylüyor. FluentU, gerçek dünya videolarıyla İngilizce öğrenmenin en iyi yolu. Ücretsiz Kaydol!
ingilizce davet reddetme diyalogları uzun